“Yuh yuh soyanlara, soyup doyanlara”
“Yuh nefsine uyanlara
Kuvvetliyi sevip zayıf ezmedim,
Namussuza boyun büktüm ise yuh!"
Türkü deyince akla halkın ozanları gelir. Anadolu’nun bozkırlarında açan gül gibiler. Bozkırların yurdunda çağlayan Türkmen ozanları anmadan olur mu?
Zamanına damga vurmuş ozanlar türküleriyle aramızda yaşıyorlar. Anadolu var oldukça türkülerde yaşayacak. Bugünde, yarında gelecek günlerde söylenecek.
Gençlik yıllarımda çok sevdiğim sözlerini benimsediğim merhum Mahsuni Şerif ozan.
“Bu kadar milletin hakkın alanlar
Onları kandırıp zevke dalanlar
Diplomayla olmaz hâkim olanlar
Suçsuzun başına çöktüm ise yuh"
Düzenlere, sitemlere karşı duruşuyla sesiyle sazıyla tek başına haykıran ozandı. Yanlış adalete, düzensiz sitemlere haykırdığı yıllarda tanımıştım.
Hz. Ali aşkı, Hz. Hüseyin coşkusu zalimlere haykırışı vardı sözlerinde. Vatan sevgisi sazında, emperyalistlere nefreti dilindeydi.
Zalim Amerika defol diyen ozan ülkesinde Amerikancılar tarafında zindana atılmıştı. Zalim yönetimlere zalimsiniz dediğinde yargılanıp zindanlar yoldaşım oldu demişti.
“Uzaktan yakından yuh çekme bana
Sana senin gibi baktım ise yuh
Efendi görünüp bütün insana
Hakkın kullarını yıktım ise yuh
Yuh yuh Yuh yuh soyanlara
Soyup kaçıp doyanlara, İnsana kıyanlara, Yuh nefsine uyanlara yuh !!!!”
Halkın dertlerinin, sevinçlerinin, aşka, dostluğa, ihanete, kardeşliğe ve zulme dair türküleriyle dinlenirdi.
“Ne olacak benim halım
Sevmem dünya muradını
Görenler görmüş dadını
Mahsuni'nin kanadını
Kırıp kırıp yolan zalım”
Ozanın cansız bedeni Hacıbektaş çile tepsinde sözlerinde korkan hâkimlerde, savcılarda ve kanunsuzlardan alacağı hakkını bekliyor. .
Yoksul hakkı yiyenlere “yuh” dediğinde türküsü yasaklanmıştı. Zalimlere bir isyancı, yiğitlere kasteden dağlara sitemini haykıran.
“Şeytansın, katilsin Amerika Gelin Amerika kovulsun gitsin, Üsleri müsleri çıksın buradan, Kendi toprağına savrulsun gitsin” def ol git benim yurdumda diye halka çağrı yapan bağımsızlıkçı bir yiğit ozan.
Yoksulun sırtından doyanlara karşı çıkan, ülkemizin gelişmesi adına “Etme uyan, tutma uyan” diye uyaran ozan. Kuru soğana muhtaç olanların dertlerini dert edinen, dert ortağı, türkülerinde haykıran ozan.
“Tabiattaki insan gibi ölemem, Derdim vardır onun için gülemem, ben insanın değerini bölemem, sözleriyle halkının gönlüne taht kurmayı başarmış halkın ozanı.
Mahsuni Şerif, halkın türküsünü söylediği içindir ki kollarına zincir vuruldu, zindanlara atıldı. Halkın ozanı bir sınıfa guruba mal edildi.
O hakka yürürken türkülerinin sözleri devam ediyordu…
“Bir ülkenin sanatını yapanlar, o ülkenin kanunlarını yapanlardan daha güçlüdür” Demişler.
O halkın ortak dili, ozanlar var oldukça türküleri yaşayacaktır. Dilden dile gönülden gönülle coşmaya devam edecektir...
“Dünya zalımlar dünyası
Giden zalım gelen zalım
İnsanlığın yüz karası
Hayvan gibi ölen zalım
Almış ele arsızlığı
Baştanbaşa yersizliği
Bilmem neden hırsızlığı
Yapan değil bilen zalım” diyen ozanı hatırlamadan olur mu?