10 Kasım 1938 Perşembe saat sabah 9.05
Hasan Rıza Soyak Mustafa Kemal Atatürk'ün son günlerini şu sözlerle aktarıyor;
"Saat 18.00'den sonra yanından ayrılıp, günlük işlerimle meşgul olmak üzere büroma inmiştim; çok geçmeden fenalaştığını telefonla bildirdiler (saat 18.55). Telaşla hususî daireye koştum; yatak odasının iç içe olan iki kapısı arasındaki boşlukta Ali Kılıç duruyordu. Odaya girdiğim zaman Atatürk'ü şu vaziyette gördüm: Yatağın ortasında, iki elini yanlarına dayamış, oturuyor ve mütemadiyen öğürerek: "Allah kahretsin" diye söyleniyordu; ara sıra da hizmetçilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi (pıhtılaşmış kan) çıkarıyordu.
Nöbetçi Doktor Abrevaya ile o sırada yetişen Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp kendisine yine bir taraftan bazı ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar; bir aralık
sağında bulunan tuvalet masası üzerindeki saate baktı; her halde iyi göremiyordu ki bana sordu:
"Saat kaç?.."
Cevap verdim: "7.00 Efendim."
Aynı suali bir iki defa daha tekrar etti, aynı cevabı verdim. Biraz sükûnet bulunca yatağa yatırdık; başucuna sokuldum:
"Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?.." diye sordum.
"Evet!.." dedi.
Arkamdan Neşet Ömer İrdelp yanaşıp rica etti:
"Dilinizi çıkarır mısınız efendim?"
Dilini ancak yarısına kadar çıkardı; Dr. İrdelp tekrar seslendi: "Lütfen biraz daha uzatınız!.." Nafile!.. Artık söyleneni anlayamıyordu; dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen çekti; başını
biraz sağa çevirerek Dr. İrdelp'e dikkatle baktı ve "Aleykümselam" dedi; son sözü bu oldu ve ikinci ponksiyondan tam 30 saat sonra komaya girdi"
9 Kasım günü ve gecesi bu ağır koma hali devam etti.
*
10 KASIM PERŞEMBE SABAHI DOLMABAHÇE
Perşembe sabahı Mustafa Kemal'in koma hali devam ediyor, Dolmabahçe Sarayının koridorlarını ise gitgide derin bir sessizlik kaplıyordu .
Saat 9'a doğru gelirken Sarayın koridorlarını kaplayan derin sessizlik, biraz sonra 9.05'te 71 numaralı odadan gelecek haberle yerini büyük bir hüzne bırakacaktı.
Günlerdir ağır koma halinde bulunan Mustafa Kemal Atatürk doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak gözlerini son kez ebedi istırahat için kapatacaktı.
Dolmabahçenin koridorlarını kaplayan derin hüzün, öğlene doğru bütün evleri ve sokakları ve yürekleri kaplayacaktı.
10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 9.05'te, Türk milleti Babasını kaybetmişti.
19 Kasım 1938 Cenaze Töreni
*
85 YILDIR DİNMEYEN HASRET
Bugün 10 Kasım 2023 Cuma.
Mustafa Kemal ATATÜRK'ü sonsuzluğa uğurladığımız günün üzerinden tam 85 yıl geçti.
*
Her 10 Kasımda olduğu gibi bugün de derin bir hüzün içerisindeyim, içerisindeyiz.
Onu kaybetmiş olmanın verdiği derin hüzün, dün olduğu gibi bugün de ağır basıyor.
Çok sevdiğiniz birini kaydettiğiniz zaman onu çok özleyecek olmanın verdiği o duygu var ya, işte tam da öyle.
Ona olan özlemim bugün çok ağır basıyor.
Çünkü Mustafa Kemal'e olan hayranlığım ve sevgim çok büyük.
Türk Milleti Atasını uğurluyor 1938 O, zamanının çok ötesinde düşüncelere, fikirlere ve bakış açısına sahip, daima örnek alınacak büyük bir karakter.
Onun henüz 57 yaşındaki erken ölümü, yalnız yaşadığı dönemin değil, şüphesiz tarihinde büyük bir kaybı.
Eğer tarih, bir büyük adamın ölümü ardından yas tutacak olsaydı, bu hiç kuşkusuz Mustafa Kemal olurdu.
Ona olan sevgimiz ve özlemimiz hiç bir zaman dinmedi, azalmadı ve azalmayacak.
Ömrünün her saniyesini ülkesi ve milletine adamış bir lider.
Sonsuz saygı ve minnetle.
Ruhun şad olsun Atam.
*
Önemli Hatırlatma;
Şu sıralar "ATATÜRK" filmi vizyonda.
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün hayatını çok farklı bir perspektifte anlatıyor.
Aslında daha önce ATATÜRK'ün hayatını konu alan bazı filmler yapıldı. Ama bu açıdan anlatılmış böyle kaliteli bir iş neden bugüne kadar yapılmadı tabi bunu da sorgulamak lazım.
Uzun emekler verilmiş çokça özenilmiş bir film olmuş.
Filmin yapımcı yönetmen ve oyuncu kadrosunu canı gönülden tebrik ediyorum.
Sizlere de gidip mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum.
Mutlaka izleyin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.