Elbette müttefik değil. Soğuk savaş döneminde Sovyetlerin ilk istila edeceği ülke olması için yem olarak kullanılmış bir Türkiye var. Eskimiş çalışmayan bozuk nükleer bombaları sınıra yerleştirip, bizi hedef gösteren ABD, karşılığında Küba’ya aynı silahları yerleştiren Rusya’dan kendi ülkesi adına endişe edip bizi satarak karşılıklı olarak bu füzeleri geri çektiler. Daha sonra da” zaten o füzeler çalışmıyordu” deme küstahlığını gösterdiler.

NATO adına bizi hem Kore savaşına, hem de Afganistan, Somali, Rumeli vb. yerlerde ateşe gönderdiler. NATO’da bulunmanın hiç mi faydası olmadı? Elbette oldu ancak zararı faydasından daha çok oldu. Kore savaşındaki başarımızla onları yok olmaktan kurtarmaktaki fedakarlığımızın karşılığı olan Ereğli Demir Çelik fabrikasını yaptılar. Bu fabrika ile Rus teknolojisi ile kurulan Karabük-İskenderun Demir Çelik ve Seydişehir fabrikalarını kıyaslarsanız farkı görürsünüz. Zaten bu tesisten başka bir tesis de yapmadılar. Bizim ne kadar kahraman olduğumuza Kore’de şahit oldukları için bazı şeyleri göze alamamakta piyonlar kullanmaktadırlar. Hem NATO silahlarının uçaklarının Rus teknolojisinden ne kadar üstün olduğunu öğrendik gördük ve biz de kendi silahlarımızı bu temel üzerinde geliştirdik.

ABD dün de müttefik değildi bu gün de aşikar olan durma göre müttefik değildir. Bir taraftan Ukrayna ve Gürcistan’ı kandırarak NATO’ya almak, Rusya’yı kuşatmak isteseler de sert tepki karşısında ancak seyretmektedirler. Yıllardır Rusya’nın burun dibinde en tehlikeli durumları yaşayan Türkiye’yi ise feda etmektedirler. “ABD bizi üç çakal PKK/YPG’liye değişmez” saçmalığından kurtulmak lazım. Hem de bal değişti değişiyor değişecektir. Onlara büyük devlet kıymetli müttefik değil o anda işine yarayacak uşaklar lazımdır.

NATO’da karar alma mekanizmalarından Türkiye’nin veto hakkını engellemek için Türkiye’yi dışlayacak etkisizleştirecek planlar üzerinde çalışılmaktadır. Şu anda biz içimizdeki HDP’yi nasıl görüyorsak onlar da bizi öyle görüyorlar. Bazı tatbikatlarda “yanlışlıkla oldu” bahanesiyle denizaltımızı batırmadılar mı? NATO emrinde çalışan, yurt dışına giden askerler yıllar yılı orada devlet aleyhine dolduruldular. Onlar da yurda gelince ilk işleri askerlik ve vatan savunması değil “nasıl ihtilal yapılırı” düşündüler planladılar. Bütün ihtilaller veya muhtıralar NATO emrindeki subaylarca yapıldı. Burada vatansever olan subay, İtalya, ABD, Hollanda, Bürüksel gibi NATO emrinde görevlendirildikten sonra orada aklını aldılar. Devletine düşman, milletine hasım birer acayip varlık olarak döndüler ve pek çok olayın faili oldular. Demokrasimizin koruyucusu, kollayıcısı, muhafızıymış gibi sanki onun asli vazifesiymiş gibi bahanelerle millete kastettiler.

NATO’dan elbette çıkmayacağız. Onların adeta Rusya’yı kuşatma en yakınına yerleşme planları gibi bizi de o düşman gruptan görerek kuşatmaya çalışmaktadırlar. Bunu elbette psikolojik tehdit olarak yapıp yıldırmak korkutmak için yapmaktadırlar. Saldıramazlar çünkü…Bu konuyu gelecek yazımda paylaşacağım.