Seçimler ve adaylar
Mahalli seçimler yaklaşırken aday tespiti, ittifak arayışları ve kontrol edilemeyen ayak oyunları… Ayağa düşmüş, kin ve düşmanlığa kadar varmış “ders verme” oyunları… “Gıcık” işler yaptığını zanneden siyasiler… Hiç bu kadar savruluş olmamıştı siyasi yelpazede. Bu sebeple tahminler zorlaşmaktadır. Önce “ittifaklar ne işe yarar” diye başlamak isterim.
“İttifaklar, büyük partilerin lehine yazılan ortaklıklardır” diye düşünüyorum. Küçüklerin korkularından faydalanarak kendisinin olmayan seçmen oylarına talip olma işidir. Zaten küçükler tek başına başaracaklarına inansalar ittifak yapmazlar. Bilmiyorlar ki ittifak yaptıkça küçülüyorlar. Eskiden “sayımız belli olsun, barajı aşamasak da” denilirdi. Şimdi, “bir vekil olalım, emekliliği hak edelim gerisi sonraki iş” diye başlanıyor. Bu da “dava adamı olmayı, davası olan adam olmayı” yok ediyor. Birbiriyle asla yan yana gelmeyi istemeyen insanları, parti başkanlarının kurduğu, imza attığı birliktelikler ırgalamıyor. Bu bir yerde “madem öyle işte böyle” diyerek karşı tarafa evrilebiliyorlar.
Genel seçimlerde barajı aşamama gibi bir endişe varken ittifak cazip hale geliyor. Genel barajı aşma arzusuyla kendi kimliğinden kişiliğinden taviz verme işi… Lakin mahalli seçimlerde baraj söz konusu değil. En çok oyu alan kazanıyor. Tek başına yıllarca kazandığı bir yeri pazarlık konusu yapabiliyorlar. Bu büyük partilerin hesabına artı oy olarak yansıyor. Bu birliktelikleri sevmeyen onaylamayan taraftarlarda ya başka tarafa geçip esas mensubu olduğu yere bir ders vermek amacını taşıyorlar veya “madem öyle işte böyle” diyerek sıkıntıya sokmaya çalışıyorlar.
Eskiden kimse taraf değiştiremezdi. Değiştiren de “dönek, hain, satılık, kemik yalayıcı” gibi ağır ifadelere maruz kalırlardı. Buna muhatap olmak istemeyenler de ya sessiz kalır veya gece başka oyunlar peşinde koşarlardı. Küçük yerlerde rakipten oy almak isteyen ancak gizli görüşmek isteyenlerin tanınmamak için kadın kılığında veya varil içerisinde evlere gittiklerine şahit olurduk. Bu gün “alenen yapılmazsa kabul etmeyiz” denilere kameralar önünde yapılıyor. Küçük partilerin fikir ve anlayış birliği içerisinde olanlarının ortak hareket etmesi doğru olanıdır. Ancak büyükler de bu birlikteliği imkansız hale getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Yani ittifak işi büyüklerin işidir.
Bu karmaşık ortamda pek çok insan siyasetten soğuyor. Devletin yönetimi bambaşka insan profiline kalıyor. Buna üzülse de çamur sıçramaması için uzak duruyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.