Siyasi partilerin pek çoğu lideri ile anılır. Bunlardan vefatları sonrası çocukları vasıtasıyla devam edeni yoktur. Çünkü babaların sağlığında sorumluluk almayan haşarı, uçarı, vurdumduymaz gençler vardır genellikle. Hem sosyal çevre geniş, hem maddi imkanlar çok o zaman bu zaman deyip gelecekteki sorumluluğu unuturlar. Merhum Turkeş’in küçük oğlunun daha önce vakıf toplantısını basanlara “lağım fareleri” demişti. Bu uygun bir laf. Lakin bu ay içinde kız kardeşi için yazılanlara cevap verirken babasının adını “o…çocukları babam hiç o..lardan çocuk peyda etmedi” lafını uygun bulmadım. Babasının adın böyle kötü bir cümlede kullanmamalıydı. Söz amacına uygudur/değildir demiyorum. Babasının adını başka türlü ifade ederek karıştırmamalıydı.

Atatürk’ten sonra gelen İsmet Paşa’nın çocukları onun partisine sahip olamadılar. Siyaset sahnesinden ayrılıp gittiler. Menderes’in çocukları da farklı partiler kurmalarına, farklı fikir akımlarına dahil olmalarına rağmen devam ettiremediler. Merhum A. Türkeş’in büyük oğlu babasının sağlığında genel başkan yardımcısı yapılmasına rağmen babasının partisine sahip olamadı. Kendisi parti kurdu. Başka başka mecralarda gelecek aradı. En sonunda Tayyip Bey’in kanatları altına sığında. Oysa 1991 seçimlerinde babasının da aynı partiden aday olmasına en fazla itiraz eden Tayyip bey idi. O zamanki söylemleri tekrara gerek yok. Merhum Erbakan hocanın oğlu da “yeni duruldu pınar suyu gibi oldu” diyenler çok. Partisini değil de davasını sahiplenenlerden ne kadar olabilir göreceğiz. Şu anda gidişatı iyiden öte müthiş. İttifaka kızan yüzlerce taraftarın gönlünü edip yeniden üye yapmakta epeyce zorlandıklarını biliyorum. Yeni bir anlaşmaya, yeni bir ittifaka kesinlikle karşı olan bu gurup gelecek için ümit veriyor.

Merhum Erbakan Hoca’nın davasına sahiplenip “esas temsilcisi biziz” diyenlerin %0,5’i geçemediklerine de şahit oluyoruz. Tayyip Bey’in endişesi de “su göründü teyemmüm bozuldu” anlayışından kaynaklandığını söyleyenler çok.

Tayyip Bey’den sonrası çeşitli senaryolar ortaya atanlar da pek çok. Çocuklarından damatlarına kadar uzayıp giden senaryolar. Kesin bir şey var ki aslı yok olduktan sonra vekiller veya naiplar boşluğu dolduramıyor.

Sayın Özal’ın çocukları da aynı akıbeti yaşadılar. Şu anda Ahmet Özal’ın “TEK PARTİ” diye bir partisi var ama kaç kişi bilip tanıyıp haberdardır. Oy vermeyi bırakınız kimse varlığından haberdar değildir. Karizmatik liderlerin çocukları aynı özellikte olamıyorlar. İnsanlar da onların bazı eksikliklerine katlanıyorlar bir müddet ama sonuna kadar sabredemiyorlar. Çekilmiyor” yani bu insanlar.