Geçenlerde “altılı ganyan” oynayan iki gencin anlattıklarına kulak verdim. Bana daha önce Necip Fazıl üstadın anlattığı ve “Konferanslarım” isimli kitabında okuduğum olaya çok benziyordu. Ben de anlatmak istedim.

Bir at yarışı varmış. Altı tane farklı özelliklerde ve farklı kalitede at sıralanmış. Bir kulvar boş bırakılıp yine bir at değil iri yarı bir katır konulmuş. Seyirciler gülmüş. “Bunun ne işi var” demişler. Herhalde tavşan atlet gibi onları hızlı koşmaya tempoyu artırmaya zorlayacak “zannetmişler. Bir kısmı da bu bir şaka. Bakınız atların güzelliği ile katırın at yerine konup kulvarda yer alışını kıyaslayarak bir değerlendirme yapınız” demek için buraya çıkarmışlar.

Katır kendisi ile dalga geçildiğini kendisinin bu yarışın bir tarafı olamayacağını insanların dalga geçeceğini bilememiş. O da kendisini “o atlardan neyim eksik ki” diye at yerine koyup, böbürlenmeye başlamış. Yarış, pistin dokuz defa turlanması neticesinde en önde bitiren şampiyon olacakmış. Yarış başlamış, atlar olanca hızla çıkış yapmışlar. Katır da kendi yaratılışına uygun şekilde yarışa başlamış. Sakin yavaş ve geride. Atlar bir tur atmışlar katır daha yüz metre ancak gitmiş.

Lakin az az da kıskanmaya huysuzlanmaya başlamış. Diğerlerinin kulvarına girip onlara tekme atma yarışı provoke etmeye niyetlenmiş. Lakin üzerinde seyis buna izin vermemiş. Bu defa da binicisine öfkelenmiş. Tehdit etmeye devam ediyormuş. Onların kulvarına müdahale etmek istiyormuş. Yarışı bir kızıl İngiliz atı başı çekerek yönlendirirken. Katırın seyisi bizi dikkate almazsanız sizi perişan ederiz provoke ederiz yarışı” diyormuş.

Yarış dokuzuncu turundayken katır birinci turu tamamlamak üzere. Onlardan önce bitiş çizgisini geçer. Yani diğer atların oncu turuna karşılık katır birinci turu onlardan önce tamam etmiş. Hakemler: Yaşa!

Sen birincisin. Bak onlardan önce geçtin çizgiyi demişler. Katır mutlu. Katır etrafa tehditler savuruyor. Adeta “benim birinciliğimi elimden alamazsınız” der gibi.

Onlar anlatırken ben de başka başka şeyler düşündüm. “Ben olmazsam bu oyun olmaz diyenlere” sen daha yarışçı bile değilsin seni birinci ilan eden sahtekar hakemler bu hale getirdi. Bu ganyan altılı mı yedili mi yoksa başka bir şey mi?