“Benim Sadık Yarim Kara Topraktır”
Sadakat, kıymetli bir kavram. “Seni seviyorum”dan da değerlidir bana göre. Bütün sevgilerin kaynağıdır. Sevgilerin dayanağı, sığınağı, barınağıdır. Sadakat başta insan olmanın insani değerlere kayıtsız şartsız mekan olmanın ismidir. Karı-koca arasındaki sadakat, evlat-ebeveyn arasındaki sadakat, sevgililer arasındaki sadakat, arkadaşlıklar, dostluklar arasındaki sadakat… Vatana sadakat, devlete sadakat, topluma sadakat… İş yerine sadakat bağlı bulunduğu oluşuma sadakat… Sporda tuttuğu takıma sadakat kadar bağlılık mı bağımlılık mı ne derseniz deyiniz ,tabi olduğu şeyhe sadakat, o guruba sadakat…Bu son örnekler kötü örnekler. Hatalarla dolu yanlışlarla dolu bir şeyhe, bir lidere bağlı kalmak her türlü bağımlılıktan daha tehlikeli ve kötüdür. Tuttuğu partiye, lidere/başkana sadakat ne kötü bir şeydir. Onca yanlışına onca mağlubiyete, onca kepazeliğine rağmen” en büyük başkan bizim başkan” ne kötü bir slogan!
Sadakat, körü körüne bağlılık olmamalıdır. Sadece vatana-millete devlete sadakat kayıtsız şartsız olmalıdır. Daha doğarken ana-babamızın tabi olduğu bu üç değere sadakatimizi sevgimizi onun ortaya koyduğu kendisini “kanun” diye tabir ettiğimiz yazılı manzumelerle aşikar eden hukuka sadakatimiz olmalıdır. “Devlete sadık kaldım bana zulmetti” demek yanlıştır. Devleti yönetenlerin hatasıdır bu. Bütün devlet yöneticileri aynı insani milli değerlere sahip olmadıkları aynı sorumluluğa sahip olmadıkları için yanlış yapanı devlete mal etmek de yanlıştır. Bu yanlışın sonucu bir takibata uğrayan adamın feveranı sadece o yanlış adamlara olmalıdır. Kendisi sadakatsiz ve yanlış ise ettiğini bulmuş demektir. “Kırk yılım hapiste geçti nasıl sadık olayım “demek terörizmin başka bir versiyonudur. Sen söz verdiğin ana-babanın söz verdiği kanuna uyma ahdine sadık kalmamış, olumsuzluklara bulaşmışsan karşılığı olmalıdır elbette. Devletin kanunu anayasası ayrı bunları uygulayanın anlayışı başkadır.
“Benim sadık yârim kara topraktır” diyen Halk Ozanı Aşık Veysel, hep sadakatsizlikle mi karşılaşmış da bunu söylemiş. Elbette hayır. Olanlar, yaşananların sonucudur. Toprak dünyada “ben beyim, ben zengini, ben güçlüyüm, ben makam sahibiyim...” diye övünen kibirlenenlerle zayıf kudretsiz, sakin kibar, efendi, narin insanın ortak yaşama noktasıdır. Bunlar dünyada, birinci adreste rüzgarın savurduğu, bir birine çarparak ses çıkardığı ağaç dalları gibi gürültülü yaşarlarken ikinci adreste toprağın altında ağaç kökleri gibi birbirine sataşmadan bağırıp çağırmadan ne kadar da sessizce! yatmaktadırlar.
Bir siyasi popülaritesi yüksek şahıs İzmir İktisat Kongresinde, Ermeniler, “sadık “ insanlar derken daha sonra zulme uğradılar. Bu sadakatin bir neticesi bu olmamalıydı” gibi sözler etti. Bir defa sadakatini gösterdiğini zanneden insanların da inandığını zanneden bu insanlar ilk fırsatta zulüm yapmışlar. Kocası, kardeşi, oğlu, ana-babası savaşa giden kadınları ve çocukları paramparça etmişlerdir. Erkekleri yanlarındayken sesini çıkarmayan bu sürüler sadakatsizliğin ilk fırsatta göstermişlerdir. Onlar “kardeşiz” laflarına sadık kalsalardı, sadakatsizlik yapmasalardı herhalde olanlar da olmazdı. FETÖ çetesi bunlara daha açık ne net bir örnektir. Devletin her imkanını sadakatini göstererek alan çalan insanlar güçlendiklerine inandıkları vakit isyan etmişlerdir. Buna sadakatsizlikten öte bir söz söylemek gerekir. Bu insanların kalkıp da “ben devletime-milletime onun kanunlarına sadakat gösterdim bunlar başıma geldi” diyebilir mi? Buna hakkı var mı?
En değerli sadakat, engelli yavrusuna bıkmadan usanmadan bakan ana-babanın sadakatidir. Onun, büyüyünce kendisine bir faydasının olmayacağını bile bile ona bakmakta ona sevgi göstermekte ona sadakat göstermektedir. Bir adam eşine sadakat gösterdiğini söyleyerek her lafında bunu ifade etmesi onun hali hazırdaki eşinden daha güzel daha üstün vasıfları olan bir kadınla karşılaşınca anlaşılır. Kadın da öyle,” senin için saçımı süpürge ettim, bana nice daha üstün vasıflı insanlar talip olmuştu” derse inanırsınız. Sözünde ipuçlarını verdiği o üstün vasıflı, zengin yakışıklı, makam mevki sahibi güç sahibi insanlar gerçekten karşısına çıkarsa anlarsınız.
Şu seçim atmosferinde ne sadakatsizlik örnekleriyle karşılaşacağız görürsünüz. “Akil lider, dünya hakimi adam, bilge başkan…” gibi sözlerin yerini beyni sulanmış, menfaatçi, yalancı, provokatör adam yalan dünya, gibi laflara bırakacaktır. İşte sadakat örneği, işte sadık insanlar.
Sadık insanlarla sadakatsiz/hain insanların karman karışık olduğu bir ortamda yaşıyoruz. Aktüel tabiri ile “at izi ile it izinin karıştığı” bir ortam. Evine, ailesine, eşine, yoldaşına, vatanına, milletine, bayrağına maneviyatına sadık insanlara selam olsun.
(12 Nisan 2023 tarihli Anadolu Gazetesi'nden alınmıştır.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.