İrfan Paksoy

İrfan Paksoy

Halkına yabancılaşmış bir devlet adamı: Nuri Said

Halkına yabancılaşmış bir devlet adamı: Nuri Said

GİRİŞ…

Bugünkü makalemin konusu Irak’ın kuruluşundan itibaren kırk yıla yakın bir süre ülke yönetiminde etkili olmuş ve sonu da pek ibretâmiz şekilde gerçekleşmiş Iraklı bir asker ve siyasetçi olan Nuri Said’e ilişkin olacaktır.

ERKEN YILLARI…

1888 yılında Osmanlı egemenliğinde bulunan Bağdat vilayetinde doğmuş olan Nuri Sait Paşa, 1909 yılında Osmanlı ordusuna subay olarak katılmıştır.

ESARET VE DÖNÜŞÜM…

Nuri Sait, I. Dünya Savaşı sırasında Trablusgarp Cephesi'nde İngilizlerle yapılan muharebelerde görev yaparken İngilizlere esir düşmüş, esaret döneminde Arap milliyetçiliği fikrini benimsemiştir.

ÂSİLERE İLTİHAK…

Eşzamanlı olarak İngilizlerle ile birlikte hareket eden Şerif Hüseyin 5 Haziran 1916 tarihinde tebaası olduğu Osmanlı Devleti’ne karşı Hâşimî Arap İsyanı’nı başlatılmıştır. Bu isyan kapsamında isyancı milisler 16 Haziran’da Cidde’yi, 14 Temmuz’da Mekke’yi, 22 Ekim’de de Hicaz Valiliğinin bulunduğu Taif’i ele geçirmişlerdir.

EMİR FAYSAL’IN GÜVENDİĞİ BİR KİŞİ…

Bahse konu isyan üzerine Şerif Hüseyin’in oğullarından Emir Faysal safında bölgedeki Türk kuvvetlerine karşı savaşmak üzere İngilizler tarafından serbest bırakılan Nuri Sait, Emir Faysal ile birlikte hareket etmeye başlamış ve onun en güvendiği kişilerden biri olmuştur.

BÜYÜK SAVAŞ SONRASINDAKİ SURİYE…

I. Dünya Savaşı’nın sonlanmasının ardından 8 Mart 1920 tarihinde Emir Faysal liderliğinde Şam merkezli Suriye Arap Krallığı kurulduğunda Nuri Said de Emir Faysal’ın yanı başındaki kişilerden biri olmuştur.

Fransa, bu bağımsızlık ilanını bölgedeki çıkarlarına karşı bir tehdit addetmiş, Fransız kuvvetleri 24 Temmuz 1920 tarihinde gerçekleşen Meyselun Muharebesinde Suriye Arap Krallığı ordusunu hezimete uğratmış, Suriye Arap Krallığına son vermiş ve 25 Temmuz’da da Suriye’de Fransa yanlısı bir hükümet kurmuştur.

IRAK’TAKİ İNGİLİZ MANDASI…

Emir Faysal’ın sonu hüsranla biten kısa süreli Suriye Arap Krallığının ardından babasının, kardeşlerinin ve kendisinin I. Dünya Savaşı’nın son iki yılında Ortadoğu’da Osmanlı Devleti’ne karşı İngilizlerle birlikte hareket etmesi ve savaş sonrasında istikrarsızlık içindeki İngilizlerin işgâlindeki Irak’ta kurulması planlanan İngiliz mandasının [1] bekası için Arap kökenli ve Hâşimî sülâlesinden Şerif Hüseyin’in oğlu Emir Faysal, 1921 yılında İngilizler tarafından Irak Kralı yapılmıştır.

BİR TAŞLA İKİ KUŞ…

İngilizler, bu politikayla birlikte “bir taşla iki kuş vurarak,” bir taraftan Hz. Peygamber soyuna mensup birini Irak’a kral yaparak Irak’taki Şiilerin, diğer taraftan da Suriye’de bulunan Fransızların önünü kesmişlerdir

IRAK KRALLIĞINDA KRALIN VE İNGİLİZLERİN MUTEMEDİ…

Yeni kurulan (İngiliz mandasındaki) Irak Krallığında, Kral Faysal, Nuri Said’e Irak ordusunu ve kolluk kuvvetini kurmada önemli görevler vermiş, bu görevler ise onun güvenlik bürokrasisi üzerinden ülkede nüfuzunun artmasına sebep olmuş, Nuri Said 1930’da başbakan olduğunda ise artık sadece Kral Faysal’ın güvenilir bir adamı değil, aynı zamanda İngilizlerin Irak’a uzanan kolu olmuş, Lawrence ile kurduğu yakın ilişkiler de bunun bir göstergesi olmuş, başbakan olmasının hemen ardından imzaladığı İngiltere-Irak Antlaşması (30.06.1930) her ne kadar Irak’a görünüşte bağımsızlık verilmiş ise de antlaşmanın İngiltere’ye Irak’ı bir üs olarak kullanma hakkını tanıması ve Irak petrolleri üzerindeki İngiliz kontrolüne meşruiyet kazandırması Irak’ın İngiltere’ye bağımlılığını devam ettirmesine sebep olmuştur.

HALKIN GÖZÜNDEN DÜŞÜŞ VE NEFRET OBJESİ OLUŞ…

1932 yılına gelindiğinde görev süresince yaptıkları nedeniyle Nuri Said gözden düşmüş ve Kral Faysal tarafından başbakanlık görevinden alınmış, ancak 1933 yılında Kral Faysal’ın ani ölümü, güvenlik bürokrasisi üzerindeki gücünü hâlâ elinde tutan ve koyu bir İngiliz yanlısı olan Nuri Said’in Irak siyasetine girişine imkân sağlamış, İngilizler tarafından yeni Irak Kral Gazi’ye yapılan baskılar sonucu Nuri Said Dışişleri Bakanlığı görevine atanmış, ancak bunun bir sonucu olarak Nuri Said’in İngilizlerle bulunan yakın bağları onu halkın gözünde bir nefret objesi hâline getirmiştir.

IRAK’TAKİ İLK DARBE VE İNGİLTERE’NİN BÜYÜKELÇİSİ…

1936 yılında Irak tarihinin ilk darbesi olan Irak Ordusunun Komutanı General Bekir Sıtkı liderliğindeki askerî darbe gerçekleştiğinde Nuri Said, İngiliz Büyükelçiliğine sığınarak Mısır’a kaçırılmış, daha sonra ise Irak’a “İngiltere büyükelçisi” olarak atanmış, ancak bu dönemde boş durmayarak Irak siyasetine dönüş için birçok gizli görüşme yapmış, 1937 yılında General Bekir Sıtkı’nın öldürülmesiyle hızlanan çalışmalar, 1938 yılının sonunda meyvesini vermiş ve yeniden başbakanlık koltuğuna oturmuştur.

YENİ KRALIN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ VE NAİPLER…

TÜR., kısa bir süre sonra ise Kral Gazi kendi sürdüğü arabayla gerçekleşen bir kaza sonucu ölmüş ise de kimilerine göre bu kazada Nuri Said’in parmağının olmasından şüphelenilmiş, ölen Kralın tek oğlunun olması ve onun da sadece dört yaşında olması nedeniyle Kralın ölümünün ardından ülke yönetiminin, Nuri Said ve Kral Naibi Prens Abdülillah’ın eline geçecek olması bu şüpheleri mâkul bir zemine oturtmuştur.

IRAK’TA TEKRAR DARBE…

Bu nedenle Nuri Said hükûmetine karşı var olan muhalif sesler daha da kuvvetlenmiş ve 1940 yılının başlarında zirveye ulaşmış, kendilerine “Altın Meydan” adını veren bir grup milliyetçi subayın Mart 1940 ayında darbesi üzerine bu güçlerin temsilcisi olarak Raşid Ali Geylani önderliğinde Mihver Devletlerine yakın bir hükümet kurulmuştur.

DARBE SONRASINDA…

Darbenin ardından Nuri Said ve Prens Abdülillah, (bölgedeki bir diğer bir diğer İngiliz mandası olan) Ürdün Haşimi Krallığına kaçmış ve burada (Kral Hüseyin’in bir diğer oğlu ve Irak’ın ilk kralı olan müteveffâ Faysal’ın da ağabeyi olan) Kral Abdullah’ın misafiri olarak ağırlanmıştır.

IRAK’IN İNGİLİZLER TARAFINDAN İŞGÂLİ…

Eşzamanlı olarak Irak’taki İngiltere karşıtı ve Almanya yanlısı Raşid Ali Geylanî Hükûmetinden rahatsız olan İngiltere ise Irak’ı yeniden işgâl etmiş, Raşid Ali Geylanî Hükûmeti yurt dışına kaçmış, İngiltere’nin ülkede kontrolü ele almasının ardından Nuri Said ve Prens Abdülillah yeniden ülkeye dönmüş, Nuri Said işgal öncesinde olduğu gibi başbakanlık koltuğunu devralmış, 1945 yılından 1958 yılına kadar genellikle Nuri Said’in başbakanlık görevini üstlendiği 24 farklı hükümet kurulmuştur.

MONARŞİNİN SONU VE CUMHURİYET…

14 Temmuz 1958 tarihinde Albay Abdülkerim Kasım liderliğindeki askeri birlikler, Irak tarihini kökünden değiştirecek bir darbeyi gerçekleştirerek ülkedeki monarşi yönetimini sonlandırıp cumhuriyeti getirmiştir.

HAZİN VE İBRETLİK BİR SON…

Darbe esnasında Kraliyet Sarayında bulunan Kral Faysal, Prens Abdülillah'ın kendisi, eşi Prenses Hiyam ve annesi, Kralın halası Prenses Abadiya ve orada bulunan birkaç hizmetçi ve görevli öldürülmüş, kadın kılığında ülkeyi terk etmeye çalışırken yakalanan Başbakan Nuri Said de diğer üst kadronun akıbetini paylaşmış ve kurşuna dizilerek öldürülmüş, cesedi Bağdat sokaklarında teşhir edilmiş, gömülmesinin ardından halkın kendisine duyduğu kin ve öfke dinmemiş, halk onun naaşını mezarından çıkarmış, cesedi tanınmaz hâle gelene dek Bağdat sokaklarında araba arkasına bağlanarak yerlerde sürüklenmiş ve ibret olarak bir direğe asılmıştır.

SONNOT

[1] Manda, Fransızca “yetki, görev” anlamına gelmekte olup, I. Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip, bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen yetkidir. Geleneksel sömürgeciliği tasfiye etmeye yönelik bir proje olarak düşünülmüş olan manda, uygulamada, sömürgeciliğe benzer sonuçlar doğurmuştur. Manda projesinin temelinde, I. Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkan Osmanlı Devleti ve Almanya'dan ayrılan ve Avrupa dışında kalan bölgelerin yönetimi sorunu vardı.

KAYNAKLAR

---; “Meyselun Muharebesi”, https://tr.wikipedia.org/wiki/Meyselun_Muharebesi, Erişim Tarihi: 28.06.2024.

---; “Nuri Said Paşa”, https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuri_Said_Paşa, Erişim Tarihi: 28.06.2024.

---; “Suriye Arap Krallığı”, https://tr.wikipedia.org/wiki/Suriye_Arap_Krallığı, Erişim Tarihi: 28.06.2024.

---; “II. Faysal”, https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Faysal, Erişim Tarihi: 28.06.2024.

Akçakaya, Umut ve Aydoğan, Erdal; “Hatıralar Işığında Şerif Hüseyin İsyanı ve Hicaz Cephesi” https://atamdergi.gov.tr/tam-metin/1082/tur, Erişim Tarihi: 28.06.2024.

Akdoğan, Onur; “Irak’ın İlk Askeri Darbesi: 1936 Bekir Sıtkı Darbesi”, Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 2, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1744085, Erişim Tarihi: 28. 06.2024.

Paksoy, İrfan; “Ya İstiklal Ya Ölüm”, 05.09.2023, https://www.eura24.com/mobil/yazi/ya-istiklal-ya-olum-1496.html, Erişim Tarihi: 26.06.2024.

Paksoy, İrfan; “Kerkük Katliamı”, 14.07.2023, https://www.eura24.com/mobil/yazi/kerkuk-katliami-1431. html, Erişim Tarihi: 26.06.2024.

Paksoy, İrfan; Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti, Boğaziçi yayımları, İstanbul 2018.

Yılmaz, Hikmethan; “Doğduğu Toprakların Yabancısı Bir Adam: Nuri Said”, https://www.gzt.com/ mecra/dogdugu-topraklarin-yabancisi-bir-adam-nuri-said-3662684, Erişim Tarihi: 26.06.2024.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Paksoy Arşivi