İrfan Paksoy

İrfan Paksoy

Zilletin ön kabulü niteliğindeki bir zirve - 2

Zilletin ön kabulü niteliğindeki bir zirve - 2

GİRİŞ…

İki bölümden ibaret bu makale dizisinde Sevr Barış Antlaşmasının kabul edilmesinin kararlaştırıldığı 22 Temmuz 1920 tarihli Saltanat Şûrâsından bahsedilecektir. Bir önceki makalede Dünkü makalede Paris Barış Konferansı, San Remo Konferansı ve İtilaf Devletlerinin Osmanlı Devleti ile imzalayacakları barış antlaşması taslağından bahsedilmiş olup bugünkü makalede de San Remo Antlaşması sonrasındaki gelişmeler, bir devlet geleneği ve kurumu olarak Saltanat Şûrası ile Sevr Barış Antlaşması öncesinde toplanan Saltanat Şûrasından bahsedilmektedir.

SAN REMO KONFERANSI SONRASINDAKİ GELİŞMELER…

Büyük Millet Meclisi (BMM) Hükûmeti de 30 Nisan’da İtilâf Devletleri’ne bir nota vererek İstanbul işgâlden, Padişah da esâretten kurtuluncaya kadar devletin yegâne meşrû yönetiminin Büyük Millet Meclisi (BMM) Hükûmeti olduğunu bildirmiş, buna rağmen İstanbul hükümeti barış antlaşması taslağını almak üzere Tevfik Paşa’nın başkanlığında bir heyeti aynı gün Paris’e göndermiştir.

11 Mayıs’ta barış şartları İtilaf Devletleri adına Fransa Başbakanı tarafından Tevfik Paşa’ya verilmiş, görüşmelerin yazılı olarak yürütülmesi ve bunun için Osmanlı Hükûmeti’ne bir aylık süre verilmesi kararlaştırılmış, bu süreye daha sonra on beş gün daha ilave edilmiştir. Tevfik Paşa, çevirisinin yapılmakta olduğunu söylediği antlaşma taslağını istiklâl ve devlet anlayışıyla katiyen bağdaşmayan bir metin olarak nitelendirmiştir. Barış antlaşması taslağının Osmanlı İmparatorluğu için bir ölüm fermanı, Türk milleti için de bir esaret belgesinden farkı yoktu.

Antlaşma taslağının ana hatlarının belirmesiyle birlikte, BMM’de sert tepkiler gösterilmiş, 7 Haziran’da da İstanbul’un işgâl edildiği 16 Mart 1920 tarihinden itibaren İstanbul Hükümeti’nin imzaladığı tüm antlaşmaların geçersiz olduğuna ilişkin yasa kabul edilmiştir. Ayrıca BMM 14 Haziran’da da, İstanbul’da yasal bir idare oluşuncaya kadar Bâbıâli ile ilişki kurmayacağını, tek başına ve bağımsız biçimde davranacağını İstanbul hükûmetine bildirmiştir. Ankara İstiklâl Mahkemesi de 7 Temmuz’da Damat Ferid Paşa’yı vatana ihanet suçundan ölüme mahkûm etmiştir.

Osmanlı Hükümeti oluşturduğu komisyonla barış antlaşması taslağını incelemiş ve kendisi de bir taslak metin oluşturmuş, Damat Ferid Paşa, İtilaf Devletleri’nin istedikleri cevap için verilen süreyi uzatacağı ve taslak barış antlaşmasının bazı hükümlerini değiştirebileceği ümidiyle, yanında Nafiâ Nâzırı Cemil (Topuzlu) Paşa ve Dâhiliye Nâzırı Ahmet Reşit (Rey) Bey olduğu hâlde 12 Haziran’da Paris’e gitmiş ve Osmanlı Hükûmetinin hazırladığı metni 25 Haziran’da İtilaf Devletlerine teslim etmiştir.

İtilaf Devletleri, daha önce hazırladıkları taslakta küçük, önemsiz birkaç değişikliğin dışında hiçbir tadilata gitmeyeceklerini sert bir şekilde Türk heyetine bildirmiş, Boğazlar Komisyonuna bir Osmanlı temsilcisinin alınması dışında hiçbir değişiklik yapmayacaklarını” belirterek, antlaşmanın imzası için Osmanlı delegelerine 27 Temmuz’a kadar süre verdiler.

Damat Ferid Paşa durumu telgrafla Padişaha bildirmiş ve Dâhiliye Nâzırı Ahmet Reşit Beyi Paris’te bırakarak 8 Temmuz’da İstanbul’a hareket etmiştir. Fransız Başbakanı Millerand da 17 Temmuz’da Paris’te bulunan Dâhiliye Nâzırı Ahmet Reşit Bey’e İtilaf Devletleri adına Osmanlı Devleti’ne yönelik ağır suçlamaları içeren sert bir ültimatom vermiştir.

Ahmet Reşit Bey’in İstanbul’a gönderdiği bahse konu telgraf İstanbul’da büyük bir gerilime sebep olur. İstanbul Hükümetinin politikalarına yakın duran İstanbul basını, antlaşmanın kabul edilmesinden başka çare olmadığını belirtmiş ve sorumlu olarak da Anadolu’daki milliyetçileri

göstermiştir. Bu ültimatom karşısında BMM 18 Temmuz’da Misak-ı Millî sınırları içindeki vatan ve milleti kurtarmak için ant içmiştir.

BİR DEVLET GELENEĞİ OLARAK SALTANAT ŞÛRÂSI…

Osmanlı padişahları, İslâm-Türk devlet geleneği üzerine inşa edilen ülkeyi yönetirken, karşılaştıkları krizlere çözüm bulmak amacıyla zaman zaman meşveret (koordine) meclisleri oluşturmuşlardı. Padişah III. Selim, devletin geri kalma nedenlerinin bulunması ve yapılacak reformlara strateji geliştirilmesi amacıyla meşveret meclisleri toplamıştır. Bu meşveret meclislerinde devletin ileri gelen bazı bürokratları, kadıları, müderrisleri ve komutanları, devletin kurtarılmasına yönelik projeler üretmiştir.

II. Mahmut ve Tanzimât dönemlerinde merkez meclisleri oluşturulunca meşveret meclisleri önemini yitirmiş ve Padişahlar bu meclisleri nâdiren toplamaya başlamıştır. 1876 yılında Kanun-ı Esâsî’nin (Anayasa’nın) hazırlanması konusunda ortak görüş belirlenmesi ve Balkan Sorununun tartışılması için meşveret niteliğinde meclisler oluşturulmuştu. Aynı gelenek Balkan Savaşı’nda alınan yenilginin görüşülmesi ve yapılacak barışın esaslarının belirlenmesi için de sürdürüldü.

Elbette ki bu meclislerin aldığı kararların herhangi bir bağlayıcı niteliği bulunmuyordu.

SEVR ÖNCESİNDEKİ SALTANAT ŞÛRÂSI…

Mütâreke döneminde iki kez toplanan Saltanat Şûrâsı ilki İzmir’in Yunanlar tarafından işgâli sonrasında ikincisi de Sevr Barış Anlaşması’nın onaylanması öncesinde gerçekleşmiştir.

Anadolu’da devam eden Yunan işgâlleri üzerine çok ağır maddeler içeren barış antlaşmasını tek başına imzalamak istemeyen Damat Ferid Paşa, barış antlaşması konusunda sorumluluğu sadece kendi üzerine almak yerine barış antlaşmasına ilişkin antlaşmanın imzalanması sorumluluğunu geniş bir kitleye yaymak için Saltanat Şûrâsının toplanması konusunda Saray’a başvurur.

22 Temmuz’da toplanması planlanan şûrâya Hükûmet üyeleri, Âyan üyeleri, eski sadrazamlar, yüksek rütbeli subaylar, ilmiye ve bürokrasinin ileri gelenleri çağırılmıştır. Barış antlaşması taslağının onaylanması için şûrâya, hükûmete destek olabilecek kişilerin davet edildiği anlaşılmaktadır. Zirâ şûrâya, Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetleri’nin temsilcileri ve siyasal kimliklerinde ve geçmişlerinde İttihatçılık olan kişilerin çağrılmamasına özen gösterilmiştir.

Padişahın başkanlığında 22 Temmuz’da Yıldız Sarayının tören salonunda toplanan Saltanat Şûrâsında, Paris’te bulunan Dâhiliye Nâzırı Ahmet Reşit Bey’in, İtilaf Devletlerinin, Osmanlı Hükümeti’nin antlaşma taslağına verdiği cevabın kabul edilmediğini ve bu devletlerin antlaşmanın kayıtsız şartsız onaylanmasını içeren 17 Temmuz tarihli telgrafı okunmuş, ayrıca, hükûmetin 20 Temmuz’da yaptığı toplantıda antlaşmayı onaylamaktan başka seçenek olmadığı yönündeki kararı da açıklanmıştır. Sadrazam Damat Ferid Paşa ile Âyan (Senato) üyesi ve eski Şeyhülislamlardan Mustafa Sabri Efendi’nin antlaşmanın onaylanmasının yegâne çıkar yol olduğunu belirten konuşması katılımcılar nezdinde geniş taraftar bulmuştur.

Gündem hakkında söz alanlar görüşlerini açıkladıktan sonra Padişah Vahidettin’in (taslak barış antlaşmasını kastederek) “kabul edenler ayağa kalksın, kabul etmeyenler otursun” demek suretiyle anlaşmayı oylamaya sunmuş, eş zamanlı olarak ayağa kalmış, Padişahın ayağa kalkması üzerine katılımcılar da (Âyan’dan Ferik Rıza Paşa hâriç) herkes ayağa kalkmış, ardından da Padişah salondan ayrılmıştır.

SONUÇ…

Böylece devletin geleceğini derinden etkileyen barış antlaşması taslağı Saltanat Şûrâsı tarafından (bir kişi hâriç) oy çokluğuyla kabul edilmiştir.

KAYNAKLAR

---; “Himaye Nedir?”, Kaynak: https://himaye.nedir.org/, Erişim Tarihi: 16.07.2024

---; “Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)”, https:// www. tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/paris-baris-konferansi-18-ocak-1919-1227, Erişim Tarihi: 16.07.2024.

Akşin, Sina, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, C 1, Cem Yayınevi, İstanbul 1985.

Akşin, Sina; İç Savaş ve Sevr’de Ölüm, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2010.

Bozkurt, Gülnihal; “Sevr’i Bilmek, Lozan’ı Anlamak”, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1666170, Erişim Tarihi: 10.07.2024.

MacMillan, Margaret; 1919 Paris Barış Konferansı ve Dünyayı Değiştiren Altı Ayın Hikâyesi, (Çev. Belkıs Dişbudak), ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık, İstanbul-Ekim 2004.

Paksoy, İrfan; Cihan Harbi'nde Osmanlı Devleti, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2018.

Taşkıran, Cemalettin; “Paris Barış Konferansı”, “https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/1919-paris-baris-konferansi/, Erişim Tarihi: 17.07.2024.

Uyar, Hakkı; “Kurtuluş Savaşı Yıllarında Toplanan Saltanat Şuraları”, Cumhuriyet, 10.08.2020.

Yakut, Kemâl; “Saltanat Şûrâsı”, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/saltanat-surasi-2/, ErişimTarihi: 16.07. 2024.

Yakut, Kemâl; “Mütareke Döneminde Yapılan Saltanat Şûrâları”, https://atamdergi.gov.tr/tam-metin-pdf/252/tur, ErişimTarihi: 16.07. 2024.

Yavuz, Resul; “Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan Sevr Barış Antlaşması’na Giden Süreçte Türk Diplomasisi”, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi Enstitüsü, Doktora Tezi, İzmir 2016.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Paksoy Arşivi