Halkoyu-1
Halk oylamasının tarihi belirlenmiştir. Şimdi bu kampanyada kimin neler söyleyeceği,nasıl bir kampanya yapılacağına sıra gelmiştir. Elbette kampanya tarafları kendi inancına göre halkı kanalize edebilmek için “bizim dediğimiz doğrudur, bizim söylediğimiz doğrultuda oy kullanınız” diyeceklerdir.Buraya kadar normal bir durum var.Peki anormal olan durum nedir?
Türkiye’deki aydın kurbağa sürülerinden farksızdır. Çünkü birisi nasıl öterse diğerleri de aynı şekilde öterler. Ötmek istemeyen olmaz. Farklı bir ses de çıkaramaz. Taklitçidir. Düşünme karar verme yetenekleri yoktur. Bu sebeple kim nasıl öterse diğerleri de öyle ötmeye mecbur hisseder kendisini. Buna rağmen kendisini bilgili, toplumu geri kalmış ve cahil olarak görür. Bir futbol müsabakasındaki coşturucu durumunda olan amigoların tezahürat taktikleriyle coşan bağıran kendinden geçen mukallit bir kalabalık.”Bastır Ankaragücü iki puanın var” diye bağıran amigoya” bastırırken iki puan kaybedebilirsin dikkat et” diyen çıkmaz. Çünkü o ortam eşyanın tabiatına aykırı bir durumun ortaya çıkmasına müsait değildir. Bizdeki aydın bu halk oylamasına konu olan değişiklikleri zahmet edip okumamıştır. Okumayan adam düşünemeyen adamdır. Neyi biliyor ki onun hakkında bilgi sahibi olarak konuşsun? Kopyacı aydın taklitçi aydın, fotokopi aydın, topluma ne verecektir. Sonra da kalkıp” benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir olmamalıdır” diyerek ahkam keser. Kendisini olmadığı bir hale getirmek için gayret eder. Peki ne farkın var onun düşündükleri ile oy veriş tarzıyla seninkinin arasında? Elbette hiçbir fark yoktur.Aydını düşünmeyen düşünce üretemeyen bir toplum dedikodu toplumu taklitçi bir toplum olmaktan öteye gidemez.
Kim hangi yönde oy kullanırsa kullansın hoş karşılanmalıdır. Biri diğerini hainlikle suçlamamalıdır. Başbakan” PKK hayır dediği için biz evet diyoruz” sözü kampanyanın maksadını sıfıra indiren bir karşılık bulur.O zaman “Dolmabahçe’de PKK ile Apo onaylı Kürt devleti anayasasını onaylayanlar kimdir,uzaydan mı gelmiştir” diye sorarlar. Habur’da mahkeme kuranların, onları adeta kahraman edasıyla karşılanmaları gezmeleri kimin eseriydi “diye sorarlar.Ya açılım saçmalığı ile devlete baldıran zehri içirenlerin kimler olduğunu” sorarlar.Ama bu anayasa ile nelerin kazanılacağını,nelerin artık geçer akçe olmayacağını anlatarak “evet” demeleri gerektiği izah edilmelidir.Bir olayın iyi olduğu karşıdakinin durumundan anlaşılmamalıdır.”Ahlakı ahlaksızdan öğrendim” diye onlar “hayır “dedikleri için ben “evet” dedim demek “evet”in değerini azaltır.Hayırı basitleştirir. “Hayır ”diyenlerin de iktidar “evet dediği için hayır” diyoruz demeleri hayırın basit bir kampanya olduğunu anlatır.”Denetim imkansızlaşır, diktatör doğar” ifadesi de sığ bir düşüncenin mahsulüdür. Sormazlar mı arkadaş bu zamana kadar kimi ne kadar nasıl denetledin ki şimdi şikayet ediyorsun. Hepiniz kendi partinizde birer diktatör değil misiniz? Hangi adayı size karşı aday olsa partide kalmasına izin verirsiniz? Sizi kim tutar, kim denetler acaba? Değiştirilen anayasada Türk olması gereken başkan ve yardımcıları elbette eskiye göre bir önemli değişikliktir. Fiili durumun resmi hale gelmesi anlamına gelen bu oylama millete hayırlara vesile olmasını dileriz. Görünen odur ki”evet” daha çok çıkacaktır. Muhalefet meclisteki anayasa görüşmelerindeki tavrını sokaklarda da göstermemelidir. Çünkü vekiller dövüştü ertesi gün barıştı. Ama milleti dövüştürenleri Allah affetmez. Bir defa daha söylemeliyiz ki üslup kirliliğine, küfürleşmeye, devlet adamına yakışmayacak sözlere tevessül edilmemelidir. Her ne kadar ”üslub-ul beyan, aynıyla insan” denilse de “kötü söz sahibinin “denilse de kimse ağzını bozmamalıdır. Siz yüz yüze bakacak bir fırsat bulabilirsiniz ancak tahrik ettiğiniz kavga ettirdiğiniz ahali hep dargın kalacaktır. Bir ay koalisyon görüşmeleri yapıp “istikşafi görüşmelerde” neyi keşfedeceklerini söylemden bir ay aldatılmaya tahammül edenlerin bu gün bir bardak suda fırtına koparmaları yersiz olacaktır. Demediler ki ”yahu siz neyi keşfedeceksiniz,neyi istikşaf edeceksiniz, siz yıllardır ”bunların cibilliyeti bozuk” demiyor muydunuz” demeden ham hayalin peşinde koşup da şimdi kalkıp “iktidarla beraber evet kullanmak vatana ihanettir” demek de en hafif tabiri ile lafını bilmemektir.Koalisyon kursaydınız hiçbir şey olmayacaktı.Olmayanıca “diktatör,tek adam”gibi ifadeler yersizdir.
Bu kampanyada aşırılıklara izin verilmemelidir.Toplumun kutuplaşmasına hatta düşmanlaşmasına varan kontrolsüz ifadeler kullanılmamalıdır.Birbirine hakaret ihtiva eden sözler sarf etmemelidirler.”Sokakları yangın yerine çevireceklerini“ söyleyen anarşist guruplara, işi provokatörlük olanlara itibar edilmemelidir, devlet izin vermemelidir.
Birisi şöyle düşündüğü için işin kolayına kaçan” o benim için devlet için halkım için en iyisini düşünür” diye kolaya kaçmak, iradesini beynini kalbini kiraya vermek aydına yakışmaz. Kurbağa misali gürültü de aydına yakışmaz.
Kazasız belasız kardeşçe bir kampanya ile halk oylaması neticelendirilmelidir. Memleket bu kadar zor bir dönemeçten geçerken,kıskaca alınmışken,yeni ayak oyunlarıyla varlığımıza birliğimize kastedenler cirit atarken birbirimize düşmeden alın akıyla çıkılmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.