Kerpiç evlerin hüznü…
Gündemin temposu içinde kaybolmuşken abonesi olduğumuz Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberleri kontrol etmek için sistemi açtığımda karşıma çıkan fotoğraf, Tokat’ın Sulusaray ilçesindeki 5,6 büyüklüğündeki depremin belini büktüğü bir ev görüntüsüydü.
Koca koca binaları yıkıp geçen deprem gerçeğini maalesef çok çabuk unutuyor, yanı başımızda duran tehditler yokmuş gibi yaşıyoruz…
Önce emeğe hakkını verelim; fotoğrafı çekip servis eden Anadolu Ajansı foto muhabiri Ekber Türkoğlu’na teşekkür edelim…
Sonra fotoğraftaki kerpiç evin çevresinde dolaşalım, içine girelim…
İÇİ ANI, HAYAL İLE DOLU EVLER
Girmeden, “Kerpiç”in Türk Dil Kurumu’ndaki (TDK) karşılığına bakalım, şöyle:
- Duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla.
“Köylü milletin efendisidir” sözünden ilham alarak farklı cümleler kurulabilir ancak bazen susmak ya da basit bir söz de yeterli olur:
İlkel tuğla “kerpiç”ten yapılmış ne çok ev var Anadolu’da… İçleri anı ve hayal ile dolu…
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güneyinde oluşan Tokat’taki depremler Yozgat ve Kırıkkale’de de hissedildi. Geçmiş olsun Türkiye…
İNSAN; SEVEN, DÜŞÜNEN BİR CANLI AMA…
Maddi hasarlar oluştu, şükür can kaybı yaşanmadı…
İnsanoğlu zor ve korkunç yanları ile seven, iyi düşünen, güzel yaşamayı hak eden bir canlı.
Lütfen dikkat! Kerpiçten ev kadar ‘çürük, dayanıksız’ olmamalı insan hayatı…
Benim de köy ziyaretlerimde sohbet etmek, çay içmek için gittiğim ve dikkatle incelediğim kerpiç evler oldu… Onlardan biri de anneannemin büyüdüğü ev. Şimdilerde kimsenin yaşamadığı o evi kadınlar ‘yufka ekmek’ yapmak için kullanıyor.
O evin sessizliğinde anneannemin çocuk bağırışı, gülüşü saklı. Depremde yıkılan evlerde ya da son bulan ömürlerde ise ‘yaşanmış’ hayatların hüznü saklı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.