Nazarbayev gerçek bir Türk lideridir
Kazakistan Devlet başkanı Sayın Nursultan Nazarbayev bir idealist adamıdır. Türk Dünyası üzerindeki bile kişiliği ile yaptığı değerlendirmeler hep yol gösterici olmuştur. Her lafa karışmayan, her olayın başında değil müdahale zamanındaki tutumu hep güven sağlamıştır. Ülkesinde yaşayanların çok büyük bir kısmının Rus olduğu Alman, Yunan, Tatar ve Ahıskalı gibi gurupları da toplarsanız ülkenin gerçek sahibi olan Kazaklardan fazladır. Şu anda %25 oranında Rus vardır.
Çin-Kazakistan münasebetleri hep olumlu olmuştur. Eski başkent Almatı hemen Çin sınırındadır. Uygur bölgesinden kaçanların bir kısmı buradan hürriyete kavuşurlar. Ticaret buradan yapılır. Burada yaşayan ticaret erbabı da diğerlerinden zengindir elbette. Esas önemli olan da Çin’in kuzey bölgesinde yaşan 60 milyon Kara Kazaklardır. Sayın Nazarbayev, Çin ile anlaşarak buradaki soydaşlarını kademeli olarak kendi ülkesine getirdi. Ruslara yapılan baskı neticesinde Kazakistan’ı terk eden Rusların evlerine Çin’den gelen Kara Karakazaklar’ı yerleştirdi. Rusların evleri devlet tarafından satın alınmıştı.
1997 yılında benim evimde otururken üniversite hoca olan arkadaşlardan birisine seslendim. Rus TV sinin haber kanlı Kanal-1 de Soljenitsin konuşuyordu. Gulag Takım Adaları romanı ile Nobel ödülünü alan özgürlükçü yazar… Bana bizim adam ne konuşuyor tercüme eder misiniz dedim. “Bizim adam” sözüme itiraz etti. “Nereden sizin adamınız” dediler. Nobel ödülü aldığı romanda antikomünist fikirler ifade edilmektedir. Sibirya’ya sürgün edilenlerin bu kamplardaki hazin hikayeleri anlatılır. O arkadaş “tamam antikomünist ama, yine tam bir Rus ırkçısıdır. Söyledikleri de şunlar. ”Kazakistan’dan göçe zorlanan Ruslar! Kazakistan sizin öz yurdunuz. Burayı terk etmeyiniz. Bu işte Nazarbayev yanlış yapmaktadır. Rus devlet adamları sizin haklarını savunmak, sizi korumak mecburiyetindedir” diyormuş. İşte Rusya başta bu sebepler, sonra Türk Dünyası birliğinin kurulmasına verdiği destek de ayrıca Rusların hoşnut olmadıkları konulardır.
Olayların eski başkent Almatı’dan başlaması tesadüf değildir. Almatı, hem Çin, hem de Bişkek’e yakındır. Tanrı Dağlarının kontrol edilemeyen uçsuz bucaksız karlı tepelerinde eskiden yılkı otlatan Kırgız, şidi o dağlarda Taliban, vahhabi azgınların dolaşmasına engel olamamaktadır. Hem Oş olayları hem de Andican olayları işte bu kontrol edilemeyen sınırlardan geçerek gelen selefilerin işidir. Bunlara FETO artıklarının da eşlik ettikleri söylenmektedir. Bunlara köşe başlarında durup her gence on dolara vererek tahrik eden Soros’un adamlarını da ekleyince o facia yaşandı. Zaten oralarda, Güney Koreliler eliyle... hareketleri vardı. O toplanma yerine varana beş dolar ve bir paket sigara vererek aldatıyorlardı. Buradan Kırgızistan tarafına kaçması da kolay olduğunu belirtmek gerekir.
Batıdaki karışıklıkların merkezi olan şehirler zengindir. Petrol zenginidir. Geçtiğimiz yıllarda burada çalışan Kazaklarla diğerleri arasında problemler çıkmıştı. Rusya, Hazar’ı deniz statüsünde görmek ister. Hemen kuyruğunda Türk düşmanı İran vardır. Hazar deniz statüsünde olursa 25 mil kıta sahanlığı Bakü önlerine kadar gelmektedir. İran da aynı tutum içinde olunca hem Azerbaycan hem de Türkmenistan, Hazar’dan pay alamama durumundaydılar. İşte bu işi Rusya’nın Kazakistan kıta sahanlığını da işgal eden bu durumu Sayın Nursultan Nazarbayev Putin ile görüşerek çözmüştür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.