Dursun Erkılıç

Dursun Erkılıç

Ozanlar, cehalet, köylü seçmen; oy, oy, oy…

Ozanlar, cehalet, köylü seçmen; oy, oy, oy…

Eli öpülesi, ömrü uzun olasıca Prof. Dr. Aziz Sancar’ın peşine düşeli beri Politika Kasabasından uzak kaldım! Memleketin yarıdan fazlası tatil telaşında diğer yarısı bağında / bahçesindeyken, kasabanın Siyaset Caddesine çıktım! Ortalığa hakim olan sessizliği, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sokak aralarından yayılan sesi bozdu:

- Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 il ve 1000 ilçe…

Rakamlarla arası iyi olan Bahçeli’nin geçmişte kafa karıştıran ve fakat kendince bir sonuca varan formülleri kadar karmaşık olmayan bu talebin kasabalılar tarafından hoş karşılandığını gördüm. Yürüdüm… Az ötedeki Millet Bahçesine oturmuş birkaç siyasi, “500 lira ile geçinen cahil köylülerin kullandığı oy’un ederi”ni tartışıyordu. Bulaşmadım!

Caddenin sonundaki Salooonun önünde bir kalabalık vardı. Ne oluyor burada diye sorunca, aşıkların atışması var dediler. Ortalık ana baba günüydü. İçerisi tıklım tıklım, kimseyi almıyorlar. Basın kartımı gösterip girdim! Medya leşkerlerine ayrılmış masaya kavuşmam kolay olmadı. Ben yerime otururken tanıdık bir ses kapladı salonu:

Kimler akıllanmış kimler bunamış

Eyüp derde düşmüş cahil kınamış

Mevla İbrahim’i boşa sınamış

Kasap mıyım kurban mıyım ben neyim

Ben, büyük ozan, diye dikkat kesilirken sesin sesi daha gür çıktı:

Aramızda yaşar eroğlu erler

Erleri ne bilir köroğlu körler

Bana bu ellerde Mahzuni derler

Mervan mıyım merdan mıyım ben neyim

Aşık Mahzuni Şerif, “Ben Neyim” diyerek kendini ararken, kendini bir şey sananların kendinden geçtiği bir ortamda insanın kendi kendine kalması zordu. Direndim…

***

Toplantıyı idare eden, “Aşıklara ayak vermek gerekiyor” diye ünleyince; Salooonun, loş bölümünde siyasilere ayrılmış yerden yükselen bir başka tanıdık ses, “Cahiller” diye bağırdı! Yönetici, “Evet, ayak belli oldu: Cehalet. Buyurun aşıklar…” der demez, Gevheri aldı sözü:

Sözün bilmez bazı cahil elinden

Edep ağlar erkan ağlar yol ağlar

Bülbülün feryadı gonca gülünden

Bülbül ağlar gülşen ağlar gül ağlar

Aşık Veysel, “Aldanma Cahilin Kuru Lafına” diyerek söze girdi:

Aldanma cahilin kuru lafına

Kültürsüz insanın külü yalandır

Hükmetse dünyanın her tarafına

Arzusu hedefi yolu yalandır

Büyük ozan coşmuştu bir kere; tutabilene aşk olsun:

Cahil okur amma alim olamaz

Kamillik ilmini herkes bilemez

Veysel bu sözlerin halka yaramaz

Sonra sana derler deli yalandır

Hüzni;

Bir cahil birazcık mesned bulunca

Sadrazam gibi payesine bak

İşin düşüp başın darda kalınca

Bir tecrübe et de mayesine bak

Derken, cahil elinden çok çektiği belliydi. Dedi ki;

Cahil adam olmaz evliya olsa

Arife teslim ol eşkıya olsa

Hüzni bel bağlama akraba olsa

Hele bir fikrinin gayesine bak

Saz da söz de yeniden Mahzuni Şerif’e düşünce anladık ki cahil sürüsünden uzak durmak gererek:

Ele geniş olan şu yalan dünya

Bilmem ki ya neden dar bana bana

Bize hücum etti cahil sürüsü

Kesseler de beni kâr bana bana

Meluli de ona hak verir gibi girdi söze:

Cahil ile sohbet olmaz / Yaptığını yıkar hemen / Ateş ile oyun olmaz / Ne atarsan yakar hemen

İzleyicilerin arasından Abdurrahim Karakoç’un sesi duyuldu:

Alim derler bakarsın sözü kelamı cahil

Yazar derler yazar da özü kalemi cahil

Diplomayla unvanla kazanmış cehaleti

Gidip aynaya bakmaz sayar alemi cahil

Aşık Düçari kendince hak verdi:

Cahil ile etme sohbet, her sözü bir baş incitir.

Sarraf olmayan ne bilsin, zanneder her taş incidir.

Harabi de o tiplerden muzdaripti:

Cahiller çekemez ehli kemali / Zira sözlerinin hikmeti vardır / Nasıl anlatayım bilmem bu hali / Ehli dilin şan ü şöhreti vardır

Neşet Ertaş, ayağa kalktı. Sağ elini kalbinin üzerine koyup seslendi Salooondakilere:

İsterim ki bu dünyada / Hiç kimse cahil kalmasın / Okusun ilmin kitabın / Cahilden akıl almasın

Divani’nin çağrısı çok netti, “Birlik Olalım Canlar” diyordu. Şöyle:

Bu cehalet yaktı gitti milleti

Gelin buna çare bulalım canlar

Silelim gönülden kini nefreti

Sevgi, saygı ile dolalım canlar

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursun Erkılıç Arşivi