Her günün sonunda batan güneş o günü de beraberinde alıp gider. Sabah doğan güneşle beraber yeni bir gün başlar. Bu hep devam eder. Lakin insanlar bu devir daim içerisinde bir günü belirler hep beraber ona “yeni yıl veya yılbaşı” derler. Oysa üç yüz altmış beş gün bu devam etmişti. Kimse de farkına varmamıştı. Gece saat 24 olarak belirlenen bu başlangıç saati ortak kutlamalara sahne olduğu için bazılarının dikkatini çeker.

Yeni yıl güzellikler getirsin. Bir boş söz vardır, “Yeni yıla nasıl girersen bir yıl hep öyle devam eder” diye. Ne kadar itici manasız bir söz. Çoğunluk sarhoş giriyor o zaman hep sarhoş olmayı mı bekliyorsun? Sen gayret et de her günün güzel her zamanın mutlu esçin. Öyle dandik bir temenni ile güler güzel geçmez.

Yılbaşını hep “Noel” olarak alırız. Oysa o gün 25 Aralık günüdür. Batının otomobiline binersin, kıyafetini giyersin, keşfettiği güzelliklerle mutlu olursun sarhoş olursun sonra da kalkıp bu güne bahane bulursun. Yok bu gün gavurların günüymüş de kutlanmamalıymış. Bu gün yani yılbaşı sadece batılıların değil doğuluların da yılbaşı. Hristiyan olmayanların da günü. Bu günde sarhoş olanlar ile bu güne karşı olanların yanlış yolda olduklarını söyleyeyim. Hiç kutlamadım ama bir başlangıç olarak kabullenmekte mahzur görmem.

Yeni yıla nasıl girerseniz giriniz siz gayret ettikçe amaca ulaşacak gününüz güzel olacaktır. Herkesin gönlünden ne geçerse onun hakikat olması dileklerimle yeni yılınız kutlu olsun.