Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

Basında fikir özgürlüğü

Basında fikir özgürlüğü

 

Sefer Aşır Eraslan

Bazen özgürlüklerin istismar edildiği doğrudur. Basın mensuplarının istismarı daha yoğun ve daha çılgınca bir istismardır. Bu sebeple hiçbir konuda derinlemesine bir tahsili, bir bilgi birikimi olmamasına rağmen dedikodu dünyasının en faal elemanı olan basın mensuplarının yazdıkları da bilgi değil dedi kodudur. Hiç bir gazetecinin kitabını bilgi sahibi olmak için almadım okumadım. Sadece o günlerde neler konuşulmuş onu öğrendim. Gazetecilerin kitapları bilgiden çok afaki malumatlar içerir. Okurken bu bakış açısıyla okunmalıdır.

Basında fikir özgürlüğü, basın mensubunun veya basın kuruluşu sahibinin ahlakına göre de değişir. Bir basın imparatorunu devletin Başbakanını pijama ile karşıladığına şahit olduk. Bunun gibi bir özgürlük olamaz. Hani o kıyafeti normal bir misafirini karşılarken dahi giyse görgüsüz, medeniyetsiz, ukala, haddini bilmez, dağdan inme” diye ayıplarız. Gerçi şimdi dağdan inenler hep kahraman(!) olarak karşılanırlar. Sırf devletin başındaki bu adamı ister sev ister sevme ama devletin başında olması dolaysıyla saygı göstereceksin. Bir devlet kuruluşunun başındaki genel müdür veya daha aşağıdakileri tehdit ederek yalan haberle rezil edeceği yalanı ile şantaj yapmak, para veya imkan sızdırmak, basın mensuplarının yaptığı normal olaylardan birisidir.

Basın özgürlüğü devleti yıkmaya, devletin gizli olan sır mahiyetindeki bilgilerini faş etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Dört yaşındaki bir erkek çocuğu “hani aç bakalım pipini göreyim” deseniz kapatır, utanır, sıkılır ve kaçar. Öyleyse siz kim oluyorsunuz da devletin mahremine bakmaya çalışıyorsunuz. Şahsi bile olsa bunların kabahatin gece gibi kapatılması gerektiği, iyiliklerin de güneş ışığı gibi aydınlık yapmaya çalışmak gerekir. Bunu basın mensubu özgürlük, haber alma, haberdar etme özgürlüğü olarak anlayamaz.

Bazı kötü örnekleri şöyle sıralayabiliriz. 1945 yılında “Büyük Doğu” isimli mecmua çıkaran Necip Fazıl o zamanki cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye kızdığı için derginin kapağına bir insan başı kor. Bu başta kulak yoktur. Rahmetli İnönü’nün kulağı işitmediğinden bunu yapar. Bu başına altına da “Başımıza kulak istiyoruz” diye yazar. Dergi kapanır Üstad hapsi boylar. Bu gün solcuların avazları çıktığı kadar bağırmaları bir tarafa işte örnek. Yine Abdülhamit Han zamanından bir örnek. Padişah Yıldız Sarayında oturmaktadır. ”Bu gün yıldızda neler oluyor? Bir yıldız daha kayacak” yazan gazeteci de elbette başına gelenle uğraşır durur.

Sovyetler zamanında rejime desteksen yalakalık yaparsan sınır yok ancak tenkit edemezsin. Çünkü baştakiler tenkit edilemeyecek kadar yüce (!) insanlar. Özbekistan’da Halis Gazetesini çıkaran dostum büyük şair ile yakın bir muhabbetimiz var. Kızı da öğrencim. Bir toplulukta “yazıcılar uyuşması”nda otururken bir arkadaş bu dostun dini ağırlıklı şiirler yazmasına kızarak, “Ferit Ake Sovyet zamanında hiç böyle yazmıyordun, şimdi ne oldu da birden değiştin” demişti. Aldığı cevap ilginçti. “O zaman ağzımız vardı ama dilimiz yoktu söyleyecek. Şimdi hem ağzımız var hem de dilimiz var” demişti. Dili olmak söyleme özgürlüğü olmak demektir. Demek o zaman konuşanın dilini keserlermiş. Fikir özgürlüğünün anavatanı olduğu yalanı ile yıllarca zulmeden sosyalist idare demek buymuş. A. Sakharov, “Sosyalizm tadması kolay ancak tükürmesi zor bir iştir” der. İşte denemek için can atan, deneyen, tadan ama tüküremeyen,  ahmak A. Dubçek, Necibullah gibi hayal peşinde koşanların halkına ödettikleri hesap ve başlarına gelen bela. Peki ya şimdi?

Ismarlama olmadan bildiğini duyduğunu yazmak iftira ve yalan olmadan bildiklerini yazmak basının özgür olmasının ifadesidir. Basın özgürlüğü açısından sonlardayız. Bu gün hakaret etmeden bir yanlışı yazan bir adama ne derler, başına neler gelir acaba?

Her şeye rağmen vatanın birliği milletin dirliği ve bütün manevi değerlerin azizliği ilkesine bağlı kalarak özgür olanlara selam olsun. Üç kuruş için birilerinin adına destan düzenlere de yazıklar olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi