Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

Referandum sonrası

Referandum sonrası

Önce belirtmek gerekir ki “Mart ayında sokakları ateş çemberine çevireceğiz” diyen Perinçek şürekası ve CHP’nin dedikleri olmamıştır. Referandumdan sonra denemişler yine olmamıştır. Çünkü arkalarında kendilerini destekleyecek bir kalabalık bulamamışlardır. Zaten kargaşa sokak eylemleri, bitmeyen açlık eylemleri solun en önemli kozudur. CHP esas kendi moduna dönmek istedi ama eski eylemcileri bulamayınca çekildi kenara. Aynen hendek olaylarında halkı arkasına alamayan, toplu isyana geçemeyen HDP gibi ortada kalmıştır. Başka bir bahane ile yeni eylem şekilleri denemeye karar vermiştir. Zaten AB ve Rusya eylemlerin başlamasını kendileri için yol açan, rehber olacak işler olarak gördükleri için onların arzuları da gerçekleşmemiştir. Ya “milliyetçiyim” diyen şuursuzlara ne demeli? Bu gün CHP’nin yarsısından çoğu milliyetçilere ”katil, faşist” gibi akılsızca iftiralarla, sıfatlarla hitap etmektedirler. Zaten söylendiği gibi TKPML, TİKKO, DHKP-C, PKK sempatizanlarının sayısının ulusalcılardan çok olduğu söylentisi ortadır.

Bu halk oylamasında alınan sonuç ne CHP’nin başarısıdır ne AKP’nin başarısıdır. CHP‘nin oyları bellidir. %26 olan oyları artmamıştır. Sadece Kürt oylarıyla birleşince %37’ i bulmuştur. Kalan oyların %10 ‘u AKP’deki memnuniyetsizler denilenler ile muhalif milliyetçilerin oylarının toplamıdır. %3 lük kısmı da FETÖ mensuplarının, muhaliflerin oyudur. Bunlar kendi mecralarına çekilince ortaya gene%26 ile baş başa kalan bir CHP olacaktır. CHP’deki Kürtçü milletvekili sayısı HDP’nin sayısı kadar olduğunu söyleyen çoktur. Aynı şekilde AKP’deki Kürtçü milletvekilleri ki bunların hayır verdiği söylenmektedir yine HDP’nin sayısının iki katı olduğu ifade edilmektedir.

Bazı AK Parti’li siyasilerin “ortağımızdan beklediğimizden az geldi” demeleri ham hayaldir. Çünkü %10 civarındaki milliyetçi oylar “evet” demiştir. Şayet öyle olmasaydı evetlerin sayısı hayırlardan fazla olamazdı. Hadi en azını hesap etsek %3 geldiğini söyleyenler gibi düşünsek o zaman %48’de kalacak olan evet ile reddedilecekti. Her şekilde bir fırsatçılık yapmamak gerekir. Bundan sonraki uyum yasalarını da aynı mutabakat gereği ortak akılla çıkarılmalıdır. Tehlikeyi atlattık artık mutabakat yok” diye bir yola girilirse hem AKP hem de devlet kaybeder. Çünkü 1991 RP-MHP ortaklığında ikinci sıradakilerin kıvırarak tercih kullanarak anlaşmayı delmeye çalışmaları kötü bir örnek olarak durmaktadır. Size hiç kimse zorla ortaklık kurunuz, ittifak yapınız demedi. Anlaştınız öyleyse sözünüzde durunuz ve ikili oynamayınız demiştik. Şimdi nasıl anlaşıldı, nelerde mutabık kalındı bilemeyiz ama o mutabakat esaslarına göre hareket edilmesi gerekir. Ayrıca 6 Haziran seçimlerinde ve 1 Kasım seçimlerinde oy vermeyen FETÖ mensupları yine vermemiştir. Bu defa onlara ilaveten bir de FETÖ’den mağdur olanların tepkisi ile düşen oylar vardır. AK Parti bunları dikkate almalıdır. Çünkü işyerinde kendisine rakip gördüğü, kanunsuz işini yaptıramadığı adamı “Bu FETÖ’cüdür” diye ihbar eden adam kadar itham edildiği FETÖ’cü olmanın delili olacak bir yakıştırma olmadığı halde görevden alan ekip de en az o FETÖ’cüler kadar AK Parti oylarının kaybolmasına sebep olmuşlardır. Tayyip Bey bunları bilmektedir. Hesabını da soracağına inanmaktayım. Bülent Arınç yalvarmasın etrafındakilerin kimler olduğunu bilmeyen yoktur. Yani FETÖ mensubu olmakla itham edilen adamın isminin karşısında hiçbir gerekçe olmadığı halde, bir kumpas ve yalan, iftira olduğu aşikar olduğu halde görevden alanlar da en başta gelen FETÖ mensuplarıdır. İz kaybettirmek için yapmaktadırlar bunları.

Bu referandumun en önemli tarafı bütün dış güçlerin yüklenmelerine, olaylar çıkarmak için gayretlerine rağmen olaysız sakin ve güzel bir seçim maratonu olmasıdır. İtirazlar siyasilerin her zamanki tavırlarıdır. Haklıdır veya haksızdır orasını hukuk belirler ama olaysız olması bir sıkıntının oluşmaması takdire şayandır. Özellikle AB sınıfının başkanı olan Almanya ve sınıf başkanı yardımcısı Fransa diğer miniklerle beraber çok angaje olmalarına rağmen gerekli sonuca ulaşamamışlardır.

Çok seçim, sık seçim halkı bıktırmaktadır. Bu seçim nispeten kış mevsiminde soğuk bir zamanda kimsenin bağda bahçede gezmede eğlencede olmadığı bir zamanda yapıldığı için katılım fazla olmuştur. Yoksa kendi partisinin isim olarak katılmadığı seçimler pek dikkate alınmamaktadır. Çünkü başarı da başarısızlık da direkt olarak kendi partisini hedef almamaktadır. Bir ABD’li siyaset bilimcisi politikayı tarif ederken” Hiç yok yere problemler çıkarıp, beyhude çareler arama sanatıdır” demiş. Yerinde bir söz söylemiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi