Bugünkü konuğum efsane bir sivil toplumcu. Başkanların Başkanı Sefa Çol. Tanımaktan onur duyacağınız kadim bir dost, bir görev adamı. Keyifli bir röportaj yaptım zevkle okuyacağınıza inanıyorum.

Veli Sarıtoprak: TASİAV’a gönül vermiş. Mütevelli heyetimizde görev alan S. Sefa Çol kimdir?

S. Sefa Çol: 1969 yılında Ordu’da doğdum, 7 yaşımda Ankara ya geldim. Ailem bir sene önce gelmişti. 2 ablam 1 kız kardeşim var.

Liseyi Yükseliş Kolejinde okudum. Bilkent Üniversitesi büro yönetimi bitirdikten sonra Tiflis Üniversitesi İç Mimari bölümünü bitirdim. Pandemide yarım kalmış AÖF işletme Fakültesinden onur öğrencisi olarak mezun oldum. Dublin Üniversitesinde yüksek lisans bitirdim ve adli bilimler doktorası yapıyorum. Aynı zamanda Başkent Üniversitesi Evlilik ve İlişki Danışmanlığı sertifikası aldım. Kısaca okumanın ve öğrenmenin yaşı yok.

Veli Sarıtoprak: Asıl iş kolunuz nedir?

S. Sefa Çol: Bu sene 40 yılını kutladığımız babamın kurduğu Ortaç Boya San. Tic. Ltd. Şti.’nin genel müdürüyüm. Konutların iç ve dış cephe boyaları ve su yalıtımı yapan, Hastanelere antibakterial boya üretimi yapan sanayi tesisimiz var.

Veli Sarıtoprak: Dernekçilik nasıl başladı?

S. Sefa Çol: 1996 yılında TUGİAD üye oldum. 3 dönem sicil disiplin üyeliği, 3 dönem Parlamento Başkanlığı, 3 dönem Ankara Başkanlığı yaptım. Daha sonra TÜSİAV ile tanıştıktan sonra aralarında olmaktan gurur duyduğum, GGYD, ANGİAD, YATSİAD, GBİAD, AFİDER ve BİLMED gibi derneklerin YİK ve onursal üyeliğine devam etmekteyim. Dernekçilik sosyal faaliyetler ve Network için çok gerekli ama insanların sana adım atmasını beklemeden sen iki üç adım atman gerekir. Derneği sadece kendi çıkarların için kullanıp paylaşımcı olmazsan bu anlaşılır ve dışlanırsın. Çünkü seçtiğimiz üyeler çok kaliteli insanlardır.

Dernekçilikte TÜSİAV Başkanım Veli Sarıtoprak’ı örnek aldım. Onun üyelerine evlatları gibi görmesi dertlerine deva olmasını feyz aldım.

Veli Sarıtoprak: Efsane başkan adı nerden geliyor?

S. Sefa Çol: Sayın AK Parti Ankara Milletvekilimiz Barış Aydın’a Türkiye Büyük Millet Meclisi ziyareti sırasında efsanesiniz denmiş. Oda tek efsane başkan var Sefa Çol’dur diye cevap vermiş. Aslında bu yakıştırmayı gerçek efsane büyüğümüz Veli Sarıtoprak yapmıştır.

Başkanlığımda tüm networkümü karşılıksız dostlarıma üyelerime sundum. Ücretsiz danışmanlık yaptım. Yurt içi ve yurt dışı iş insanlarına en ufak sorunlarında el uzattım. Herhalde ondan dolayı layık gördüler. Başkanlık biteli 12 sene olmuş yeni ve eski üyeler hala beni arar Sefa Başkanım yetiş diye.

Veli Sarıtoprak: Siyaset düşündünüz mü?

S. Sefa Çol: 2001 yıllarında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara İl Yönetimin de çok değerli büyüklerimle görev aldım. Hatta Devlet Bahçeli beye ilk iftarı basın karşısında ben organize ettim. Çok kalabalık ve heyecanlı bir yemekti. Çünkü MHP’nin hükümet ortağı olabileceği kimsenin aklına gelmemişti ve işadamları o yemeğe koşmuştu vekillerle tanışmak için. Daha sonra görev bitince birkaç partinin Ankara İl Teşkilatının kurulmasına destek verdim ama görev almadım. Hatta AK Parti kurucularında Sayın Vekilimiz Sadık Yakut, Sefacım gel partiye üye ol seni vekil yapalım demişti ama maalesef MHP’den ayrılmak içime sinmedi.

Siyaset çok emek isteyen çokta yorucu bir iş. Ben hiçbir zaman bunu para kazanma amacı olarak görmedim ve benden de maddi ve manevi olarak çok şeyler gitmiştir. İstemek ve iş takibi bana göre değil para dostlarla kazanılır ve onlarla paylaşılır hayat paylaştıkça güzel.

Veli Sarıtoprak: İş hayatına atılmak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz?

S. Sefa Çol: Cok çabuk para kazanmak istiyorlarsa siyasete girsinler. Sevdiğin işte çalışmak dünyanın en güzel terapisi. Ruhen ve bedenen huzurlu ve mutlusun. Boş oturmaktan başa koşturmak bile seni bir adım ileri götürür. Şans geldi mi görürsün.

Nasibinde varsa başarı kaçınılmazdır. Ankara küçük dünya daha küçük yaptığın iyilikler dostluklar dokunduğun kalpler hiç beklemediğin zaman karşına çok güzel bir şey. Yaptığın iyilikler bir şekilde çıkıyor. İnsanlar samimiyeti kişiliğinden hemen anlıyor. Kimseyi kırmadan hak yemeden iş yapsınlar ve en önemlisi asla aileyi ve özellike evlatları ihmal etmemek gerekir yoksa kazandım sanırsın kaybetmişsindir.

Sevgi ve saygılarımla…