Eyvah yeniden eskiye döndük!
Dün akşam büyük bir heyecanla TV başına geçip Türkiye-Hollanda futbol karşılaşmasını seyre daldık. İlk maçta il dışında, yolda olduğumdan maçı seyredememiştim. Ertesi gün gazetelere bakınca 4-2’lik sonucu görünce sevinmiştim. Demek Hollanda gibi futbol okulu olan bir devi devirmişiz öyleyse “biz de az değiliz” demiştim. Avrupa futbol şampiyonasındaki fiyaskoya rağmen böyle düşünmüştüm. Ama heyhat yine 1980’li yıllara döndük. Rahmetli Coşkun Özarı zamanında hep beş, altı, yedi, sekiz sıfırlı maçlar oynardık. Polonya’ya 7-0’dan sonra İngiltere’ye 8-0 gibi utanç sonuçlarıyla karşılaştık. Doksanlarda nispeten bir iyileşme ve artık bir farklı veya iki farklı sonuçlar alırken biz de gol atıyorduk. En azından başımız öne eğilmeden sahadan ayrılıyorduk. Bunun en bariz neticesi dünya üçüncülüğü başarımızdı. Bu başarı bu günkü başarısız denilen Şenol Güneş tarafından alındı. O zaman kahraman olan adam şimdi “beceriksiz, bilgisiz, futbol zekasından mahrum” gibi kötü yakıştırmalarla anılıyor.
Hiç futbol oynamadığı halde babasının torpiliyle futbol yorumcusu olan, başarısızlığına rağmen baba dostu insanlar tarafından kollanan futbol yorumcuları gibi olmasa da gördüğüm bazı eksikleri yazacağım. Bu bir teknik analiz değildir. Fark ettiğim diğer takımla karşılaştırarak elde ettiğim neticelerdir.
Türk milli takımında bir beşeri kopuş var. Biri diğerine karşı olumsuz duygular besliyor. Avrupa şampiyonasında attığımız tek golün sahibi olan İrfan Can golden sonra “bana pas vermeyenler utansın” diye başlayan gol sevinci vardı. İşte bozuk hal devam ediyor. Bazıları diğer bazı arkadaşlarına pas vermiyor. Hatta rakip sahada kendi kaybettiği topu takip dahi etmiyor. Oradan seyrediyor. Rakip de üç beş oyuncuyla ceza sahamıza giriyor. Tek başına kalan savunmacı rakibin pasla diğer arkadaşına aktardığı topa yapabileceği bir şey kalmıyor veya kendi çalımı ile geçince doğrudan kaleci ile baş başa kalıyordu. Orta saha oyuncuları da taa orta sahada bekliyor, bakıyor koşmuyor seyrediyorlar. Oysa Hollanda takımı top bize geçince nerede olursa olsun en üç kişi ile baskı kuruyor, oradan çıkmamızı engelliyorlardı. Nitekim birinci gol de böyle bir pozisyondan sonra geldi. Top takibi yapmadılar. Genç oyuncular son dakikada topu takip edip bir şeref sayısı yapabildiler. Hiç koşmadılar. Orta saha tamamen değişmelidir. Görevini savunma tam anlamıyla yaptı diyebiliriz.
Oyuncular içinde Şenol hocaya karşı tavrı olanların da olduğunu düşünüyorum. Gol olsun hezimet olsun hoca da çekip gitsin mantığında olanların olduğunu düşünüyorum. Bu durum Avrupa Şampiyonasında da vardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.