MUTABAKAT MI O DA NE
Mutabık olmak, batılı tabiriyle konsensüs sağlamak, bir işte ortak kanaate varmak…Mutabık kalındıktan sonra yan çizen mızıkçılık yapan kaytaran, kaypaklık yapana dönek denir.Suriye’de olup bitenlerin hatırlattığı o kadar çok konu var ki…Şia Suriye rejimi ile İran,i arkalarına Rus ayısını da almış Sünni çoğunluğu katletmektedir.Diğer Sünni kısım Kürtler…Bir kısmı devlet hayaliyle ABD uşağı, diğer bir kısmı da yılların aldatılmışlığına rağmen Ruslar ile beraber.Sünniler, İdlib’e sıkıştırılmış kötü sonu beklemektedirler.Zaten oraya da katliamdan kurtarılarak Halep, Hama ,Humus gibi yerlerden geldiler. Sünni kadın ellerini açmış” yetişin ey Müslümanlar bizi şia öldürüyor” diye feryat ediyor. Dün de Irak’taki, Felluce’deki Müslüman kadınlar ellerini açmış feryad ediyorlardı.”Neredesiniz ey Sünni Müslümanlar, gavur namusumuzu kirletiyor.Karnımız gavur piçleriyle dolu.Hem bizi hem o piçleri de mi öldüremiyorsunuz” diye saçlarını yolarak ağlıyordu.Sünnileredir bu feryadı.Oradaki bazı aşırı unsurların yok edilmesi anlaşmasını hayata geçiremeyen Türkiye çaresizdir.Çünkü azgınlar, bizim İstanbul’u işgal ettiğimizi kendilerinin burayı Peygamber Efendimizin hadisindeki gibi(İstanbul elbette fetholunacaktır…hadisi) “Türklerden alacaklarını” söyleyecek kadar aşağılık insanlar.Lakin onların yok edilmesi, masum sivillerin kadın çocuk demeden katledilmesi vicdansızlar gurubunun son marifetidir.Zaten Rusya İran ve Esat bu militanları değil sivil halkı yok ederek öldürerek bir yerde Türkiye’ye güvenlerinin boş olduğunu göstermek istemektedirler.
Madem bunlarla mutabakata vardıysak bu vahşet niye?Mutabakatı bozan kim acaba?Zaten hem Astana hem de Soçi görüşmelerinden sonra yapılan ortak basın toplantısı ve onun öncesindeki toplu fotoğraf verme merasimi hiç de mutabık kalınmadığının işaretlerini barındırıyordu. İran mezhebçi bölücüleri ile Rusya istediklerini zoraki de olsa kabul ettirip rahat çıkarken Sayın Erdoğan hep yüzü asık endişeli bir görüntü verdi.Adeta İran’a”sizin Müslümanlığınıza da insanlığınıza da…” der gibiydi.”Rus neyse ama sen Müslüman olduğunu iddia eden İran nasıl Rus ile beraber olabilirsiniz” hali okunuyordu.İşte bu sebeple Sayın Erdoğan çağdaş çar Putin’elini uzatırken menmuniyetsizliğini isteksizliğin belli ederken İran Devlet başkanına adeta yüzünü görmemek için elini uzatmaktaydı.
Bütün bunlar gösteriyor ki mutabakat yoktu.Biz sadece Sünni müslümanın katline mani olmak adına iki şeytana inandırmış gibi yapıyorduk.Onlar da inanmış gibi yapıp bir pundunu beklemekteydiler.İşte her şey ortada.Mutabakata vardığımız Çağdaş çar Putin ile telefon görüşmesi dahi yapılamamaktadır. Dışişlerİ bakanları konuşurken meselenin hallolmayacağını kendileri de bilmektedir.Yoksa şimdiye kadar kaç defa “Sayın Cumhurbaşkanı telefonla Putin ile İdlib meselesini konuştular” denilirdi.
Bu gün İdlib’ten bir saldırı sonrası görüntü vardı sosyal medyada.Evleri bombalanmış, yerle bir olmuş, ana-babası bu bombardumanında ölmüş, dört yaşlarındaki bir çocuk, o yıkıntıların arasından sağ salim çıkmış, kolundan kanlar akarak ağlıyor.Allah’tan başka şikayet edeceği bir merci yok.Dili dönüp de “Allah’ım bizi bu hale getiren şia mensuplarının da, bize arka çıkmayan, korumayan kollamayan Sünni Müslümanların da müstehakını vermen için sana şikayet ediyorum.”diyebiliyor mu? Nereye gidecek bu yavru? Bildiği her yıkık.Kendi ana babasının öldüğünden de habersiz…
Çağdaş çar kızıl Putin, hem Tel-Rıfat bölgesindeki bölücü Kürtleri oradan çıkartmamakta hem de Mümbiç’teki fiili duruma laf etmektedir.Oraya operasyon yapmamıza karşı gelmektedir.Bizim için Türkler için Rusya dün de bu gün de en tehlikeli düşmandır.Onlara güvenmek en basit şekliyle saflık olur.Biz ABD ile ne kadar yakın olmaya başlarsak kızıl çar buna karşılık ya Tel- Rıfat veya İdlib veya başka bir bölgedeki Sünnileri zorlayarak karşılık verecektir.Çünkü TV deki görüntülerinden kızıl çarın gözlerinden kan ve kin fışkırıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.