Mesut Karaca

Mesut Karaca

Pes Yani Dedirten Vergi Artışları: KDV yüzde 20 oldu!

Pes Yani Dedirten Vergi Artışları: KDV yüzde 20 oldu!

Ülkede fakirlik almış başını giderken, kişi başına düşen milli gelir rakamları ortadayken, işsizlik yüzünden ailelerde mutsuzluk had safhadayken, gençler evlenemez; evlenenler de çocuk yapmaya cesaret edemezken, Allah aşkına bu zulüm nedir?

Biz biliyoruz ki asıl mesele, gerçek vergiyi toplayamamaktır. Yani devletin asli fonksiyonu yerine getirilememektedir. Gerçek vergiden kastettiğim gelir vergisi ve kurumlar vergisidir. Bu vergiler az kazanandan az, çok kazanandan çok vergilendirmek üzere uygulanan ve bu sebeple de adil sayılabilecek vergilerdir. Ancak dolaylı vergi dediğimiz KDV ve ÖTV ise en adaletsiz vergilerdir. Çünkü holding sahibi de kağıt toplayan da bir sigaraya aynı tutardaki Türk Lirası vergiyi öder. İnsan düşününce görüyor ki veraset ve intikal vergisi dahi dolaylı vergilerden adildir.

Ekonomik dengenin sağlanmasının yolu bütçe dengesinden geçmekte ise bu kadar enflasyon yaratılırken bütçe açığı bu güne kadar neden enflasyon oranında artmamıştır? Dövizi o kadar yüksek rakamlara vatandaş mı çıkarmıştır? Kur korumalı hesaplardan gariban vatandaş ne kadar yararlanmıştır?

Bildiğiniz gibi kasanın boş olduğunun söylenmesi ile başlayan döviz krizi nedeniyle alınan kötü kararlar sonucunda bunca sıkıntı çekilmiştir. Sorunun çözümünde, aidatlarını tıpış tıpış ödediğimiz IMF ya da başka dış finansman kaynağından ucuz döviz bulma yoluna gidilmeyerek bilim dışı yöntemler denenmiştir. Sonuç olarak maalesef döviz krizinin maliyeti topluma yüklenmiştir. Çünkü kur korumalı hesaplara ödenen faiz harcamaları bunun hesabını ortaya koymuştur. Krizi yaşayan halk ve krizin faturasını ödeyen yine halk olmuştur.

Cep telefonun var, sigara kullanıyorsun, araban var; “öyleyse vergi ödeme gücün vardır” gibi bir yaklaşım, kalkınmanın ve refahın ne kadar uzağında olduğumuzun açık göstergesidir.

Devasa kar rakamları açıklayan bankacılık sisteminin üzerine neden gidilmemiş, sanayicilere ve diğer girişimcilere neden ek vergi getirilmemiştir? Bu kesimler geçtiğimiz dönemde gerçekten hangi toplumsal maliyete katlanmıştır? İşe alınan her yeni işçinin sigorta işveren payı dahi vatandaşın market harcamalarından alınan vergilerinden finanse edilmiştir.

Memur zammının ertesi günü zamları açıklamak da ayrıca manidar olmuştur hani. Enflasyondan en çok etkilenen sabit gelirli vatandaşlarımızla dalga geçer gibi “size para verdik ama yarın almak üzere” denilmiştir. İnanın bürokrasinin bu rakam oyunlarının vatandaşa da siyasete de zerre kadar faydası yoktur. Kendi sanal dünyalarında tutturacakları bütçe dengesinin, gerçek dünyada hiç kimseye faydası olmayacaktır.

Eğer topluma bir ek vergi yükü gelecek ise; öncelikle banka kredilerine, banka faizlerine, kurumlar vergisi ödeyenlere, birden fazla evi ve arabası olanlara, altın ve döviz alış-verişi işlemlerine gelmelidir. Ayrıca bütçe açığını azaltmanın tek yolu da geliri artırmak değildir. Bütçe giderini “azaltmak” gibi insanımızın canını yakmayacak daha ulvi yöntemlere de başvurulabileceği akıllara gelmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Karaca Arşivi