Sporu bilinçli yapalım, sağlığımızdan olmayalım
BÖLÜM-3: TENİS
Amerika Açık, Roland-Garros, Wimbledon ve Avustralya Açık; spor ile ilgilenen bireylerin çoğu bir şekilde duymuştur bu isimleri. Dünyanın en büyük tenis organizasyonlarının isimleri bunlar. Ülkemizde de gün geçtikçe yayılan bir spor dalı tenis. Birçok tenis akademileri var ve alt yapıdan sporcular yetiştiriyoruz. Ayrıca rekreasyonel olarak tenis sporu ile ilgilenenlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Tenis, hem alt hem de üst ekstremite hareketlerini aktif olarak içeren ve yüksek fiziksel kapasite gerektiren bir spor dalı. Diğer birçok sporun aksine, belirli bir süre sınırlanması yok. Özellikle elit sporcularda maçlar yedi saate kadar uzayabiliyor. Alt liglerde ve rekreasyonel olarak spor yapanlarda, müsabaka süreleri daha kısa olsa da yine de diğer sporlara göre daha uzun. Bu da tenis oynayanların yüksek kondisyon seviyesine sahip olmalarını gerektirir. Müsabakaların bire bir olarak yapılması da yüksek kondisyon gereksinimini arttıran bir diğer faktör.
Yüksek fiziksel aktivite seviyesi gerektirmesi, alt ve üst ekstremite hareketlerini içermesi ve uzun müsabaka süreleri tenis sporcularında yaralanmaları da beraberinde getirir. Yaralanmalar, vücudun hemen her bölgesinde görülebilir. En çok alt ekstremite (kalça, diz, uyluk, ayak-ayak bileği) yaralanmalarını görüyoruz (%30-%67).
Üst ekstremite (omuz, dirsek, el-el bileği) yaralanmaları ise ikinci sırada (%20-%49). Omurga çevresi yaralanmalar, %3 ile %21 arasında değişen oranlar ile üçüncü sırada geliyor. Alt ekstremite yaralanmaları genellikle akut yaralanmalar şeklinde gerçekleşirken, üst ekstremite yaralanmaları ise genellikle kronik yaralanmalar olarak karşımıza çıkar. Yaralanma riskini düşürmek ise bazı temel noktalara dikkat ederek ebette mümkün.
- Spor için gerekli olan teknik beceriler (servis, topa vuruş teknikleri, nasıl pozisyon alınması gerektiği vb.) doğru öğrenilmeli ve uygulanmalı.
- Her spor dalında olduğu gibi, tenis sporunun gereksinimleri belirlenmeli ve bu yönde fiziksel gelişim (kas kuvvet, dayanıklılık-kondisyon, core stabilite vb..) sağlanmalı.
- Bireylerin fiziksel kapasitesinin üzerinde süre ve şiddette antrenmanlardan kaçınılmalı, antrenman süresi ve şiddeti dereceli olarak artırılmalı.
- Omuz ile yapılan yüksek şiddetli, yüksek hızlı ve tekrarlayan hareketlere kas ve diğer dokuları sağlayabilmesi için bu yönde antrenmanlar yapılmalı. Gerekirse saha dışında da programlar uygulanmalı.
- Hız, çeviklik, denge ve koordinasyon antrenmanları ile bireylerin müsabaka esnasında ihtiyaç duyulan ani hareketlere (yön değiştirme, hızlanma, durma vb.) uyum artırılmalı.
- Ayak bileğine yönelik koruyucu ekipmanlar kullanılmalı ve farklı zeminlerde yapılan antrenmanlar esnasında dikkatli olunmalı.
- Herhangi bir yaralanma olması durumunda mutlaka tedavi olunmalı ve problemin kronikleşmesine izin verilmemeli.
Egzersiz dolu ve sağlıklı günler dilerim.
Kaynaklar
- Risk Factors for Upper Limb Injury in Tennis Players: A Systematic Review; Afxentios Kekelekis, Pantelis Theodoros Nikolaidis, Isabel Sarah Moore, Thomas Rosemann and Beat Knechtle; 2020
- Tennis Injuries: Epidemiology, Pathophysiology, and Treatment; Joshua S. Dines, Asheesh Bedi, Phillip N. Williams, Christopher C. Dodson, Todd S. Ellenbecker, David W. Altchek, Gary Windler and David M. Dines; 2015
- Epidemiology of injuries in tennis players; Michael C. Fu, Todd S. Ellenbecker, Per A. Renstrom, Gary S. Windler, David M. Dines; 2018
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.