Yeni parti çalışmaları
İki yeni parti kurma çalışmalarıyla ilgili haberlerin artması gözleri o taraftan gelecek flaş haberler çevirmiştir. Ancak ne parti kurma çalışması yapanlar ne de kuracakları partilerle alakalı anlattıkları flaş haber olmayı bırakınız dikkate alınacak kadar bile değerli değildir. Ortak tarafların ikisinin de AK Parti’den ayrılanların küskünlerin kuracağı partiler olması. En büyük gövdeye sahip olan partiden parçacıklar kapma çalışmasıdır. Ortak taraflarından bir diğeri ise daha önce uzun yıllar bu gün beğenmedikleri ile iktidarı paylaşmalarıdır. FETÖ alçaklığının devlete sızmaları konusunda göz yumanlar beklide yardımcı olanlar daha sonra “devlet karanlık bir tünele girdi” diyerek işin içinden çıkmaya çalışmaktadırlar.
Ali Babacan’ın anlattıklarından hiçbir iş çıkmayacağı görülüyor. Anlaşılan o kibirlerini bitirme olayı ile karşı karşıyayız. Siz onbeş yıl iktidarda kalmışsınız iktidardan düşünce bakan yapılmayanıca da “ülke karanlık bir tünele girdi” demek pek tutarlı değil. Sizin de idarede olduğunuz zamanlarda da aydınlık değilmiş. İşte FETÖ olayı bir yılda değil onbeş yılın neticesinde ortaya çıktı.
Çekirdek kadrodan bir eski içişleri bakanı var ki Beşir Atalay… Açılımın, teröristleri kahraman gibi gezdirmenin, devletin mahkemesini ayaklarına götürmenin akıl hocası tek kelime ile… Daha önce de Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü’nden kovulmuştu. Bu şahsın olduğu bir oluşumu destekleyenlerin bu şahıstan farklarının olmayacağını bilmeleri gerekir. Hiçbir vatansever, hiçbir milletperver bu adamın içinde olduğu oluşumun destekçisi olamaz. Çünkü vebali büyük ayıbı büyük günahı koskoca olacağı kanaati hakimdir.
Bu guruba kim oy verir? Eski milli görüşçüler vermez. Çünkü bir zaman Malezya’da yapılan bir sempozyumda konuşan Abdullah Gül’e İsrail’in Filistinlilere yaptığı soykırım soruluyor. O da “olur o kadarcık bunları büyütmeyiniz” dediği video Erbakan’ın da orada bulunduğu bir ortamda söylendiği için hocanın ağzından kınanmaktadır. Ayrıca MİT müsteşarının ifadeye çağrılmasında kendisine danışılmasına “git ifade ver ne var bundaki” dediği basiretli birisi olmadığı kanaati hakimdir. Peki bunları sahaya süren sebep “memleketin karanlık bir tünele girmesine karşı vatanseverlik duygularının kabarması mı yoksa Kayseri, Gaziantep, Denizli, Uşak, Konya, Hatay, Sakarya ve Kütahya, Kocaeli gibi şehirlerdeki yapılan FETÖ operasyonlarındaki güçsüzlükleri mi? Bu şehirlerde iktidar partisine önemli bir kayıp yaşatacakları görünmektedir.
Bu hareket başarılı olur mu? Bazı solcu akademisyenlerin arzusu elbette iktidara zarar vermeleri ve başarılı olmaları. Bunu da bu günkü ekonomik sıkıntılar yok olursa, “bu gün yaşanan sıkıntılar biterse” diye başlıyorlar. Oysa Abdullah Gül Çankaya’ya çıkacağı zaman akıl hocası solcu hukukçular, askerler “Atatürk’ün mekanına başı örtülü birisi çıkamaz” diye ahkam kestiler. Hatta bir hukukçu yalanda sınırları aşıp evindeki kadınlar toplantısının üzerine gelmiş ve içeride bulunan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın eşinin erkek geldi diye “başını halının altına soktuğunu” söylemişti. Başkanlık seçiminde Abdullah Gül’den medet umacak hale gelmişler ancak Meral Hanım bu oyunu bozmuştu. Şimdi bu iki partinin kurulmasını bütün güçleriyle desteklemektedirler. Çünkü başkanlık seçiminde Tayyip Beyi indirecek bir güce ulaşılmasını beklemektedirler. Necdet Sezer ile haftalık görüşmelere Ali Babacan’ı gönderen sonra da “Şimdi Ali’yi fırçalamıştır” diye kahkaha atanlar o günleri unutmamıştır umarım.
Diğer bir parti kurmaya çalışan Ahmet Davutoğlu hareketi ile alakalı olarak bir başka yazıda temas edeceğim….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.