Gençlik
Bir Özbek şarkısının ilk dörtlüğüne “balalığım yaşlığım(gençliğim) gençliğim kuyaşlığım” der. Gençlik güneşin ilk doğduğu zamanki gibi berrak, yakıcı olmayan,aydınlatıcı, zevale doğru hareket eden bir yürüyüşün başlangıcıdır. Vefat yıldönümünü idrak ettiğimiz Necip Fazıl, gençlerin idrak sahibi, strateji sahibi, gecenin zifiri karanlığında ak sütün içerisindeki kara kılı görecek kadar gözü keskin ve basiret sahibi “insanlar olmasını ister. Ayrıca “evinin, dilinin dininin, namusunun, şerefinin velhasıl bütün mukaddeslerinin davacısı” olmasını ister. İşte numune gençlik budur.
Bayrak şairi Arif Nihar Asya da”Yürü hala ne diye oyunda oynaştasın; Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” diye hedef gösterir. “Küçük görme ,hor görme delikanlım kendini” diye de ona cesaret verir, enerji verir, hedef gösterir. O hedef İstanbul’un fethi kadar büyük bir hedeftir. Zaten büyük işler, büyük hedefleri olanlar tarafından başarılır.
Beş altı yıl önce otogara gitmek üzere durağa vardığımda oraya iki genç ile bir de sonradan babaları olduğunu öğrendiği orta yaşlı bir adam geldi. Onlar da otogara gideceklermiş. Beraber gittik. Yolda sohbet ederek gidiyoruz. Sincan cezaevinden yeni tahliye olmuş gençler. İkisi de on iki on üç yaşlarında. Polise taş atmaktan tutuklanmışlar. Adanalılar. Adana’ya da Diyarbakır’dan göçmüşler. “Özgürlük ne kadar güzel değil mi?” diyerek başlıyorum. Gençler “evet abi çok güzel” diyorlar. Öyleyse o taş atma, eylem yapma gibi yanlışlara bulaşmayın bir daha. Hürriyetin tadını çıkarınız.
Şu genç yaşta ömrünüz cezaevinde geçmesin. Sizi tahrik edenlerin çocukları Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde okuyor siz cezaevindesiniz. Gençler bazen “he abi” diyorlar bazen de ses çıkarmayarak katılmadıklarını belli ediyorlar. Ancak baba çocuklardan daha militan. Onlardan önce “haksız yere alıp gittiler” diyor. Hiçbir suçları yok” diyor. Çocuklar da “polisi taşlamaktan yattık” diyorlardı. Babalarına dönüp, “bak bu gençleri olaylara tahrik ve teşvik edersen bu gün taş atarak cezasını çeker yarın bomba atarken elinde patlayarak hayatıyla öder. Onların yanında nasihat edeceğine hala polisi ve devleti suçluyorsun” dedim. Otogara varınca gençlere kola ısmarladım. İşte kaybolan gençlik. Düşmanlaştırılan gençlik.
Velilerin gençleri çocuklarını iyi bir insan, insani değerlerle mücehhez bir adam olarak yetiştirmesi birinci vazifesidir. Kıyamette o çocuklar hesap soracaklardır kendilerinden.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.