İttifaklar, pazarlıklar ve halk
Partiler ittifak kuruyorlar. Aslında işin kolayına kaçıyorlar. Dikkat edilirse ittifakların küçük tarafı en tavizkar tarafı milliyetçi partiler. MHP-İP ve BBP. İyi idare edemedikleri partilerini adeta başkalarına kirli bir tepsi içerisinde sunan bu partilerin idarecileri önce işin kolayına kaçarak başkasının sayesinde bir adım ileri gitmek yerine adam gibi bir olup beraber olup dik durup başarıyı sağlayabilirdi. Böylece seçim sonunda hem pazarlık kabiliyetleri gelişir, hem pazarlıkta elleri güçlenirdi. Şimdi gibi teslimiyetçi olmazlardı. İP bu değerlendirmenin dışında tutulabilir. Çünkü yeni kurulmuş, kuruluş sebepleri henüz pek yeni ve bilinen bir durum. Diğerlerinin kaçıncı defa yama oldukları tepelerine basanlara el açtıkları ”ne olur bizi de alın içinize, hem biraz daha verseniz ne iyi olur, siz ponkersiniz” noktasındaki satkınlar.
Birisi biz rakip parti genel başkanı ne derse ona razıyız” modunda. Bu nasıl anlayıştır. Hadi onca lafı karnının neresine koyduğunu bilmiyoruz ama bu kadar da olur mu? Kaçırdığın adamlarla anlaşsaydın ibrikçi başı peşkirci başı poşetçi başı ve takunyacı başına inanmasaydın da hep beraber bir diriliş başarısı yakalasaydınız. Kaçanlar zaten malum. Kimi 80 milyara kimi de yer bulamadığı listelere inat kaçtılar.
Bu pazarlıklar yapılırken milletin bunlara oy vereceğine inanan var mı acaba? Niye veresin kesin alacağı yeri başkasına ikram edenlere oyunu. Adil bir paylaşım olsaydı elbette razı olunurdu. Ama hem ayakta kalmasına sebep olacaksınız iş başka yere gelince kaale alınmayacaksınız millet de buna rağmen size oy verecek, inanıyor musunuz siz böyle bir işin olacağına. Milliyetçi partiler ve oraları yönetenler akıllı olmalıdırlar. Başkasına paspas olmaktansa kendi arkadaşına razı olmak daha kolay değil mi?
Büyük partilerin taraftarları da her zamanki kendini beğenmişlikle “o kadarını neden verdiniz, bizi ona neden mecbur ediyorsunuz, bizim onlara ihtiyacımız yok ki” diyerek isyan bayrağı sallamaktadırlar. Oysa küçük milliyetçi partiler olmasa diğer iki büyük o hesap ettikleri kadar başarılı olamayacaklar ve çöküş başlayacaktır. Ayakta tutan küçüklerdir. Lakin küçük kendi aralarındaki ayrılık noktaları ittifak yaptıkları ile olan anlaşmazlıklardan daha küçük ve önemsiz olmasına rağmen tepeden bakılmaya, adamdan sayılmaya, bunlar olmasa da olur denilmeye “layık değillerdir. Bu defa ittifakların da bir işe yaramayacağı seçim sonucuyla karşılaşacağız. Çünkü her partinin büyük küçük hepsinin sadık taraftarları olan bitenden hoşnut değildir. Hoşnut olmayan mahalli siyasetçinin de tahrikiyle oylar başka yere kayması muhtemeldir.
Bize göre ittifak gibi kolaycılığa kaymadan herkes olanca gücüyle kendi şahsına çalışmalıdır. Yoksa başkasının eksiğini tamamlamak başkasına başarı kazandırmak kendi kazandıklarının yanında devede kulak misalidir.
Etraftan işittiklerimiz hiç de ittifaklardan memnun olunmadığını bunun hesabının sandık görüleceği yönündedir. Beş yılda bir gelen seçilme ihtimalini masa başında ittifak arayışlarında kaybetmek istemeyenler seçimin kaderinde etkili olacaklardır. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler. İttifaklar birbirine rest çekerken hiç memleket meselesi olmazken yeniden ittifak yapmanın memleket meselesi olduğuna kimse inanmıyor. O numaralar eskidi diyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.