Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

Özgür kadın, çağdaş kadın

Özgür kadın, çağdaş kadın

Özgürlük her canlının hakkıdır. Lakin sınırsız değildir. Hem özgürlüğün sınırı hem de sınırlı olan, şahsa has özgürlük gerçek özgürlüktür. Başkalarının özgürlüğüne imrenip onları taklit etmek özgürlük değildir. “Yürüdüğümüz kaldırımın ne kadar kalabalık ve zeminin kırık dökük olduğunu, karşı kaldırım hem sakin hem daha mamur hem de az insan yürüdüğünü zanneden insanın imrenme arzusu da elde olanı beğenmeyip başkalarına imrenmek” anlamına gelir. Bir bakış ve anlayış zaafı… Pişmanlığa, perişanlığa sebep olacak yanlış bir yoldur. “İstanbul Sözleşmesi”ni imzalayan ülkelerden 9 tanesi uygulamaya koymamıştır. İmzalamalarına rağmen. İlk uygulayan da biziz. Dün kaldırıldığını işittik. Mutlu olduk. Hatadan dönmek her zaman kardır. Bir yönetici, “başkalarını taklit etmeye ihtiyacımız yok” diyor kaldırma sebebi olarak. Bu zamana kadar uygulanan bu sözleşmenin uygulanmasında ne gibi güzel neticeler vardı? Hangi sebeple uygulanmıştır ihtiyaç olmadığı halde. Taklit etmek değil midir?

Japon hayvanat bahçesi yetkilileri ülkelerindeki hayvanat bahçelerinde yetiştirilmek üzere canlı maymun yakalayacaklar. Afrika’nın balta girmemiş ormanlarına giderler. Tabi önce izin alırlar vurmadan, yaralamadan canlı canlı yakalayacaklar. Maymunun en bol olduğu ormanlık bölgeye giderler. Maymunlar bu gelenleri görünce dalların tepelerine kadar çıkarlar. Ağaçlar pıtırak gibi maymun dolu. İnsanlar, her ağacın altına birkaç tane çukur kazarlar. Bu çukurların içine ağzı dar olan testileri yerleştirirler. Sonra da bir kaba koydukları fındıkları alıp tek tek testinin içine atarlar. Bunu birkaç defa yaparlar. Ağaçların tepesinden seyreden maymunlar dikkatle bakmaktadırlar. Adamalar bir kenara gidip saklanırlar. Etrafta kimsenin olmadığından emin olduktan sonra hepsi aşağı inerek her biri bir testinin başına geçerler. Aynı şeyi yapacaklar. Taklidi seven maymun elini boş halde testiye sokarak bir avuç fındık alırlar. Avcu şişen maymun elini çeker de çeker. Ama avucu şiştiği için, dar olan testinin boğaz kısmından çıkaramaz. Elindeki fındığı boşaltsa çıkacak. Lakin aklı yetmeyen hayvan dolu avucunu çekmeye devam eder. Bu sırada saklanan adamlar gelip canlı canlı yakalarlar. Bir taklit uğrunu yakalanan maymunun ne feryadı ne de pişmanlığı fayda etmez.

İşte başkalarının yaptıklarını hiç hesap etmeden kabullenenlerin sonu böyle hüsran olur. Her taklit edilen mutlak iyidir diye bir şey yoktur. İşte İstanbul sözleşmesi de bunlardan birisidir. Ahlaksızlığın özgürlük olduğu ancak batının bataklıklarında mümkündür. İşte Hollanda. Kara parçası gibi toplumu da özgürlük adına bataklık olan bu ülkede her türlü kepazelik normal sayılır. İnsanın hayvandan da aşağı olduğu hal bu haldir. Maddi olarak ne durumda olurlarsa olsunlar. (ilim fen teknoloji taklit edilebilir)

Moda diye giyimde en pespayeliği taklit edenlerin, hayat tarzı olarak “modern, çağdaş” diye en ilkelliği taklit etmek ancak kepazelilikle son bulur. Müzik diye batını tepinen insanlarını taklit etmek varılacak son zillet noktasıdır. Müzik dinlenebilir, çalınabilir fakat her şeyin bu olduğu fikri yanlıştır.

Bizim ne Arap,ne garp,ne de başkalarını taklit etmeyecek kadar asil bir medeniyetimiz vardır.Ne inanç ne de uygulamalara ihtiyacımız yoktur. İnsan,inanç açısından bizim bize yetecek kadar değerlerimiz var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi