Azerbaycan’da da aynı oyun “Azerbaycançılık”
Azerbaycancılık (Azerbaycançılık da diyorlar)akımı mı fesat hareketi mi yoksa ahmakların, hainlerin geçim kaynağı mı? 2003 yılında Baku’de İktisat Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve İşletme Fakültelerinde görevliydim. 1978’lerden Türk Edebiyatı Dergisi’nde makale, hikaye ve şiirlerini okuyarak tanıdığım daha sonra iki defa görüştüğüm Rahmetli Bahtiyar Vahabzade’nin ile evinde ziyaret edip sohbetimizden sonra Yazıcılar Birliği başkanı Sayın Anar bey ile beni tanıştırdı. Daha sonra Anar Bey ile sık sık görüştük. Nazım Hikmet konusunda münakaşalarımız oldu. İşte bu sohbetlerden birisinde bana kendisinin yazdığı “Azerbaycançılık” ve “Gardaş Kömeği” dergisinin bu günkü Azerbaycan Türk diline çevrilmiş halini hediye ettiler. Teşekkürler. Birkaç defa okudum. Bu konudaki fikirlerimi burada farklı platformlarda tartıştık. Bir başka dipnot bilgisi de Tuğrul Türkeş, AB komisyonu ile Bakü’ye gitmiş, bizim görüştüğümüz zaman o gün yeni gelmiş. ”Bakü’den yeni geldim orada bir Azerbaycancılık akımı çıkmış” dedi. “Bu akımın özü neymiş ne ye inanıyorlar, kimmiş liderleri” gibi sorular sordum. Kendisi olaya hakim olmadığı için odada Ecevit’in en son müsteşarı Filiz Hanım da vardı. Kendisi fikir sahibi olmadığı için dinlemekteydi. Anar Bey ile Nazım tartışmalarımızdan da kapı açınca” hocam sizi uygun bir zamanda davet edeyim genişçe mütalaa edelim” dediler. Bir daha hem çağırmadılar hem de kulvar değiştirdiler.
Bu kitapçıkta veya risale de diyebileceğiniz küçük çaplı kitapçıkta Anar Bey, “Azerbaycan’da yaşayan Tad, Talış, Lezgi, Asetin, Gürcü gibi kanı ve mensubiyeti benimle aynı olmasa da dilleri farklı olsa da, yani Türk olmasalar da kanı bir, lakin dili başka, dini başka kültürü başka olan yani Türk olan Saha, Hakas, Tuva Türklerinden daha yakındır. Çünkü onlarla yıllardır beraber yaşadık. Onlarla daha iyi anlaşabiliyoruz” diyordu (ifade tam anlamıyla bu kelimeler olmasa da özü bu)Bu kitapçıkta Ermeni sayılmamış ancak tepkiden korkulmuş. Çünkü bu sayılanlardan daha çok bizdeki gibi Ermeni vardır. Ya anası veya babası veyahut gelini-damadı Ermeni olan bu sayılanlardan daha çoktur. İşte yine geliyor Bakü’ye Ermeni şarkıcı kadın. İstenmese taraftarı olmasa gelir mi? Bir zamanlar bizdeki ahmaklar da öyle demişti. Ama şimdi onların eşkıyalıklarının üstesinden gelmeye çalışıyoruz.
Bu oyunun figüranları Azerbaycan nüfusunun ancak %10 u kadardır. Kalan %90 nüfusa rağmen bu gün bu akım “Azerbaycançılık” hareketi gündemden düşürülmemeye çalışılmaktadır. Bu Azerbaycan devletinin sonu olur. Ermeni’yi unutup birbiriyle savaşır duruma düşerler. Bu günkü Kürt hareketinin temeli de böyle başlamıştı. Gelinen nokta ayrı devlet kurma isteğine dayanmıştır. Yarın Azerbaycan’ın başına da bu bölücü hainlik çorabını geçirmek isteyen idraksiz aydınlar, hep halkın rızkından en üst seviyede faydalanmış aydınlar, devlete ihanete varan bu çalışmaları ile sorun haline gelmesine çalışmaktadırlar.
Dersine girdiğim kendisini “talış” olarak niteleyen bir genç dersten önce “Hocam ben talışım Türkçe derslerine girmek istemiyorum” dedi. “Bu senin demenle olmaz. Gel gidelim dekan beye söyle senden dilekçe alırlar girmeyebilirsin” dedim. Oysa bizim fakülteye girmek için sınava girmek iyi bir puan almak gerekirdi. Bu genç başka Türk hocalara da aynı şeyi söylemiş. Kendisi gelmedi ama ben durumu anlattım dekana. Hemen bir alt kattaki Azerbaycan sistemine göre eğitim yapan işletme fakültesine götürdüler. Bu defa yalvarıyordu. “Ben burada kalayım orayı istemiyorum” diye. Yani bu gencin tutumu gibi sonunda pişman olacakları işlere çanak tutarak Azerbaycan’da bir bölücülük hareketi başlatmak yakışmaz. Devlet yönetimi bu işlere karışanları dikkatle takip etmelidir.
1991 yılında güneyde Celilabad şehrinde bir süre şeriat ilan eden gurup da dahil olmak üzere, bu bölücülüğü büyümeden sonlandırmalıdır. Bu işte İran’ın parmağı vardır. Zaten halk arasın bir Nahcivanlı-Bakülü bölünmüşlüğü mevcut. Bu bölünmüşlük daha çok iktisadi alanda Nahcivanlıların desteklenmesi hatta kollanması manasına gelmektedir. Irki ve siyasi bir bölünmüşlük değildir. Azerbaycan Türk’tür. %90’ı Türk olan bir ülkede kurucu ekseriyetin Türk olduğu bir yerde “Azerbaycançılk” hareketi başlatmak yanlıştır ihanettir. Bizdeki bazı manyakların Türk demekten çekinip veya kasıtlı olarak Türkiyeli demeleriyle aynı şeydir. Türkiye’nin kurucu unsuru Türk’tür ekseriyet Türk’tür. Savaşlarda ölenler Türk’tür. İngiliz ile işbirliği yapan hainlerin ne emeği vardır ne idare edecek gücü vardır. Bizdekiler bu oyuna geldiler bu oyunu yutturdular siz Azerbaycan Türk’ü idarenin bu işlere yol veren uygulamalarına karşı durunuz. Yılanın başını küçükken eziniz. Yoksa Azerbaycançılık idealindeki besleme takımı size o Türk yurdunu zindan eder. Bu günkü Türkiye Türk’ünün başına gelenler gibi. Bu oyunda parmağı olanlar sadece İranlılar değil Ruslar da vardır. Güney Azerbaycan’daki hareketten korkan İran en fazla tahrik eden devlettir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.