Koçak: Ülkemizde hukukçu enflasyonu olmadığını düşünüyorum
Başkanın konuğu köşemize bu hafta hukukçu Ahmet Fatih Koçak’ı davet ettik. TÜSİAV Baş Danışmanı Koçak’la hukuk, hukukçu, hukuk fakülteleri ve avukatlığa dair çok yararlı bir sohbet gerçekleştirdik. Avukat Ahmet Fatih Koçak söyleşisini zevkle okuyacağınıza eminim.
Veli Sarıtoprak: Sizi tanıyabilir miyiz?
Ahmet Fatih Koçak: TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden onur öğrencisi olarak mezun oldum. Ankara'da bulunan büromuzda avukatlık ve danışmanlık faaliyetlerinde bulunmaktayım. Büromuzda 2017-2021 yılları arasında Yargıtay Birinci Başkanvekilliği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulunduktan sonra emekliye ayrılan saygıdeğer büyüğüm, üstadım Sayın Mehmet Kürtül ile birlikte faaliyet göstermekteyiz. Kendisinin bilgi birikimi ve tecrübesi bana her zaman yol gösterici olmuştur. Ana faaliyet konum hukuk davaları olmakla birlikte büromuzda cezai ve idari konularda dava ve işlerimiz de bulunmaktadır. 2023 yılı itibariyle Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (önceki adıyla Gazi Üniversitesi) Devletler Özel Hukuku Tezli Yüksek Lisans programına kayıtlı olarak uluslararası yatırım hukuku alanında tez çalışmamı hazırlamaktayım. Yayımlanmamış çalışmalarımın da bulunduğu; uluslararası yatırım hukuku, uluslararası ticaret hukuku, spor hukuku ve gerek yerli gerek uluslararası tahkim alanlarında da faaliyetlerimi genişletmekteyim. Önümüzdeki aylarda yabancı milletlerden profesörlerin oluşturduğu, İngiltere ve İsviçre'de merkezleri bulunan bir uluslararası kuruluşun Uluslararası Tahkim Diploması (Diploma in International Arbitration) programına katılacağım. Önümüzdeki yıllarda faaliyetimin önemli bir bölümünü tahkim yargılamalarına ayırmak niyetindeyim.
Veli Sarıtoprak: Hukuk tahsil etmeği siz mi istediniz? Yoksa şartlar mı zorladı?
Ahmet Fatih Koçak: Hukuk fakültesinde tahsil görmeye ve hukukçu olmaya lise eğitimimin ikinci senesinde karar verdim. Bu kararımdaki en önemli neden analitik düşünmeye yatkınlığım ve problem çözme becerimdi. Lise yıllarımda bu düşünceye inanarak hukuk tahsilinin ve avukatlık mesleğinin becerilerimle uyumlu olduğuna karar verdim. Aldığım bu kararın doğru bir tercih olduğunu öğrencilik ve meslek hayatımda anladım. Doğru bir tercihte bulunmam beni her zaman iş hayatımda motive etmiştir.
Veli Sarıtoprak: Türkiye de bir hukukçu ve avukat enflasyonundan söz edilebilir mi?
Ahmet Fatih Koçak: Öncelikle ülkemizde hukukçu enflasyonu olmadığını düşünüyorum. Bu düşüncemin altında yatan temel sebep hukukçuların avukat, akademisyen, hakim ve savcı olmak dışında bir çok kariyer seçeneği olmasıdır. Hukukçular bilgi birikimleri ile kamuda veya özel sektörde her tür yönetim ve denetim görevlerinde bulunabilirler. Hatta bu görevlerde hukukçuların daha başarılı olduklarını düşünüyorum. Riskleri görme, mevzuatı anlama ve potansiyel uyuşmazlıkları baştan önleme hususunda idari görevlerde daha çok hukukçu olmasını temenni ederim.
Diğer taraftan maalesef ülkemizde bir avukat enflasyonu gerçeği bulunmaktadır. Önümüzdeki yıllarda bu durumun düzeleceğini öngörmekteyim. Bu anlamda gerek hukuk fakültelerinin beş sene olmasına, gerek mesleki yeterlilik sınavına yönelik çalışmaların etkisini zamanla hissedeceğiz. Kanımca mesleğe giriş sınavının yalnızca belirli bir yıldan sonra fakültelere kayıt olanlar için değil kendim dâhil tüm meslektaşlar için de uygulanması gerekmektedir. Her ne kadar bu hususta kazanılmış hak mevzuu tartışılabilirse de kişilerin yetkin avukatlarca temsil edilmesinde üstün bir kamu yararı bulunduğundan, bu amacı taşıyan bir mevzuat oluşturulabilir.
Konu ile bağlantılı olarak bir husustan daha bahsetmek isterim. Meslektaşların belirli konularda uzmanlaşmaması yeterince iş bulamaması ile neticelenmektedir. Elbette her avukat yalnızca uzmanlık konusunda çalışmalı diyemem ancak uzmanlaşmak, avukatlar için iş bulmayı kolaylaştıran bir meseledir. Ayrıca akademide de kısmi de olsa benzer bir sorun bulunmaktadır. Örneğin devletler kamu hukuku üzerine çalışan yeterli sayıda akademisyenimiz bulunmamaktadır. Bu durum kimi zaman fakültelerde bazı konularda kaliteli bir eğitim verilememesine sebebiyet vermektedir.
Veli Sarıtoprak: Türkiye’deki hukuk eğitimi ve hukuk fakülteleri hakkında görüşleriniz neler?
Ahmet Fatih Koçak: Ülkemizdeki hukuk eğitiminin genel itibarla iyi olduğunu düşünüyorum. Alanında uzman birçok akademisyenimiz bulunduğu bir gerçek. Bence hukuk fakültesinde ve meslek hayatında başarılı olmak tamamen kişinin elinde olan bir husustur. Üniversiteler, genel olarak, öğrencilere gerekli ve yeterli tüm imkânları sağlamaktadır. Öğrenci ne kadar öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık olur ve çalışırsa öğrencilikte ve meslekte o kadar başarılı olur.
Diğer taraftan kanımca ideal bir eğitim için uluslararası konulara hukuk fakültesi programlarında daha çok yer verilmeli ve uygulamalı çalışmalar yapılmalıdır. Globalleşen dünyada artık uluslararası işlerin hacmi artmış, kişiler artık bir cep telefonu ile dahi uluslararası alım-satım yapar hale gelmiştir. Bu sebeple kanımca fakültelerde yabancı dilde uluslararası yatırım ve ticaret detaylı bir şekilde anlatılmalıdır. Ayrıca özellikle avukat mesleğini icra edecekler için uygulamanın öğrenilmesinin yasal staja bırakılmaması gerektiğini düşünmekteyim. Hukuk fakültelerinde öğrenciler; akademisyenler eşliğinde bir icra dairesindeki işlerin nasıl ilerlediğini, duruşmaların pratikte nasıl gerçekleştiğini ve adliyelerdeki genel işleyişin nasıl olduğunu mezun olmadan görmeliler. Bu ziyaretlerde akademisyenler gerektiğinde uygulama ile varlık kazansa da mevzuata uymayan uygulamaları da anlatarak öğrencileri mezuniyet sonrasına hazırlamalıdır. Fakültelerde de kurgusal duruşma pratiği yapılarak bir davanın başından sonuna nasıl ilerleyebileceği öğrencilere gösterilmelidir. Son olarak fakültelerdeki kontenjanların azalmasının akademisyen ile öğrenciler arasındaki iletişimi kuvvetlendireceğini düşünmekteyim. Toplumun gözünde “iyi hukuk fakültesi” olarak görülen fakültelerin en büyük dezavantajı kontenjanlardır. Farzı misal bin kişilik bir grupla öğretim görevlilerimiz doğal olarak sağlıklı bir iletişim kuramamaktadır.
Veli Sarıtoprak: Hukuk tahsili yapmak isteyen gençlere tavsiye önerileriniz?
Ahmet Fatih Koçak: Hukuk tahsili yapmak isteyen gençlere tavsiyem kendilerini yabancı dil, ülkemizin tarihi, dünya tarihi, uluslararası ilişkiler ve teknoloji konularında geliştirmeleridir. Farklı sosyal ortamlarda bulunmalarının ve muhakeme yeteneklerini ilerletmelerinin de kariyerlerine olumlu etkilerinin olacağını da unutmamalılar. Hukukun yalnızca yazılı metinler, dilekçeler ve kararlar olmadığını bilmeliler. Bu anlamda hukuk mesleklerinin sosyal yaşantı ve gerçeklerden bağımsız düşünülemeyeceğini anlamak, hukuk devletinin amacını da tam anlamıyla kavramayı sağlayacaktır.
Veli Sarıtoprak: Sizin diğer hukukçu ve avukatlardan farkınız neler?
Ahmet Fatih Koçak: Her meslektaşın farklı iş yapış şekilleri bulunmaktadır. Ben avukatlık mesleğimin başından beri müvekkillerimi de sürece dâhil ederek çalışmaktayım. Özellikle bir uyuşmazlık konusunda farklı yollarla çözüme ulaşabileceğimiz durumlarda bu farklı yöntemleri müvekkillerime aktararak onların da düşüncelerini almaktayım. Bunu yaparken bir hukukçunun değil herhangi birinin anlayabileceği şekilde sade bir anlatımla seçeneklerimizi aktarmaktayım. Bu sağlıklı iletişimin iki tarafa da pozitif etkisi olduğuna inanmaktayım. Uluslararası yatırım, uluslararası ticaret ve spor hukukunda uzmanlaşmamı da diğer meslektaşlardan bir farklılığım olarak görmekteyim. Maalesef uluslararası iş ve uyuşmazlıklarda ülkemiz taciri yabancı avukatlık büroları ile çalışmaktadır çünkü bu alanda çalışan avukat veya avukatlık bürosu bulmakta zorlanmaktadırlar. Bu alanların meslektaşlarca daha çok önemsenmesini temenni ederim. Yabancı milletlerden hukukçularla tanışma fırsatlarım olduğundan ülkemizdeki hukukçuların muhakeme yeteneklerinin yabancılardan daha ileri olduğuna ve problem çözme becerilerinin daha gelişmiş olduğuna inanıyorum” ifadelerine yer verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.