Dün gece açık oturumda hesaplaştılar veya yarıştılar iki İstanbul adayı.  Muhtevası değil de bu yarışı kimin kazandığını bir tevatür ile anlatmak isterim. Yanı bu yarışı kim kazandı? Biz iki tarafa da aynı mesafedeydik. Sayın Yıldırım yılların yıpratamadığı bir gönül adamı.  İmamoğlu genç bir siyasetçi, cevval bir insan. Tecrübe mi gençlik mi derseniz 25 yıllık tecrübe yeteri kadar faaliyet yapmış. Biraz da gençlere fırsat verilmeli onların tecrübe kazanmaları sağlanmalıdır” derim. Eylemci, aşırı terörist, bölücü, örgütçü birisi olsa isterse genç olsun elbette tasvip etmeyiz. Muhtevası bizi alakadar etmese de kimin kazandığını bir halk hikayesi anlatmak isterim.

Keloğlan’a babası” oğlum adı Musa, sakalı köse, boyu kısa adamlar tehlikeli olur onlarla iş yapma” diye vasiyette bulunmuş. Keloğlan’a anası “oğul evde un kalmadı değirmene git şu buğdayı un yaptır da getir” demiş. Hayvana yüklediği çuval ile Keloğlan yola düşmüş. Değirmeni olan köye varınca girişteki değirmenin yanındaki adama sormuş. ”Siz bu değirmenin sahibi misiniz”? Evet” cevabını alınca adını boyunu sormuş. Zaten sakalı da yokmuş. Adam” adının Musa “olduğunu söylemiş. Bakmış sakalı yok boyu da kısa hadi bana eyvallah ancak diğer değirmen nerede diye sormuş. Değirmenci konuyu anlamış o değirmen de benim, gel seninle bir yalan söyleme yarışı yapalım ben kazanırsam sen benim değirmende un yaptır, sen kazanırsa bedavadan un yapayım” der. Başlarlar yalan söylemeye. Hikaye uzun. Kısacasını anlatayım. Değirmenci bir yalan söylemiş. Peşinden Keloğlan başlamış.

Akşam eve gelmeyen öküzümüzü aramaya çıktık aile ancak bulamadık. Babam “bana bir yorgan iğnsesi verin “dedi. Yorgan iğnesinin üzerine çıkıp baktı ki öküz bir çayırda. Gittik getirdik. Sıra ile tekrar tekrar anlatmışlar yalanları. En son yalanda Keloğlan öyle bir yalan söylemiş ki hiç kimse inanılacak gibi değil. Değirmenci” Keloğlan tamam sen kazandın. Ben senin kazanacağını babanı yorgan iğnesinin üzerine çıkarttığın zaman anlamıştım” demiş.

Dünkü düelloda da bence İmamoğlu kazandı. “Oyların %98’i sayılmış sona yaklaşmışken AA neden oy akışını engelleyip bilgi vermedi?” diye sorduğu soruya Sayın Yıldırım’ın “bana ne git oranın sorumlusuna sor” dediği anda İmamoğlu kazanmıştı. Daha sonraki konuşmalar boş laf-ı güzaf mı diye sordum.